(
Karşılaşma rp'si için tıklayın. )
Bar dışarıdan çok ihtişamlı görünüyordu. Beni korkutacak kadar fazla gürültü yapıyordu. Ben bara şaşkın şaşkın bakarken Andrew de bana bakıyordu. Ne düşündüğünü tahmin edebiliyordum. Şu an böylesine aptal bir kıza çattığı için kendine kızıyor olmalıydı. İçinde bulunduğum transtan çıkıp Andrew'e döndüm.
"Özür dilerim, sadece fazla gürültülü." Bara döndü ve konuşmaya başladı
"Rahatsız olacaksan bir cafeye gidelim." Kafamı sağa-sola çevirerek
"Hayır, burası iyi." dedim ve kapıya yöneldim. Gelenek bozulmamıştı, kapıda şişman bir görevli duruyordu.
"Oh dostum Andrew, uzun zamandır yoktun." Andrew ellerini pantolonunun cebine koydu ve güvenliğe baktı.
"İşlerim vardı, bilirsin." Adam bana rahatsız edici bakışlar attı.
"Uzun zamandır yanında bir kız görmemiştim." Adamın manalı bakışlarından anlam çıkaran Andrew beni direk içeri gönderdi.
"Ona yavşarsan, gözünün yaşına bakmam!". Arkamdan Andrew'inde geldiğini gördüm. Kolumdan tutup beni çekti
"Pekala, tek olduğunu düşünmelerini istemiyorum." dedi ve bir masanın önünde durdu.
"Kırmızı şarapa ne dersin ?" İlk içki içme fikri hoşuma gitmesede onaylamıştım. Onayı aldıktan sonra Andrew, garsonu çağırdı.
"İki kırmızı şarap." Garson şarapları gitmek için gittiğinde Andrew söze atılmıştı.
"Ortamı sevdin mi ?" Etrafıma bakındım.
"Pek sevilecek gibi değil." Gözlerini benden ayırmadan sözüne devam etti.
"Eğer insanlara dikkat edersen, seveceğin bir ortam kalmaz." Bende iz bırakacak bir sözdü bu. Aslında öyleydi, burayı dengesizler yüzünden sevememiştim. Ve onlar yüzünden böyle yerlerden uzak duruyordum.
"Haklısın aslında. Bu arada kitabın hikayesini öğrenmek istemiyorsun sanırım." Elini alnına koydu ve başını yukarı kaldırdı.
"Ah tabii, nasıl da unutmuşum, ee anlatacak mısın ?" Kafa salladım ve söze başladım
"Dırdırcı'daki ilk makalem için araştırma yapıyordum." Şaşkın ve mutlu gözlerle bana baktı "Basın görevlisi misin?" Kafamı bir aşağı bir yukarı salladım. Bu sırada beni iğrendiren kahkalar gittikçe yaklaşıyordu. Bir kaç erkek masamıza bakıp kikirdiyorlardı. Andrew hızlıca ayağı kalktı.
"Andrew yapma, dur !" Giderken kolunu tutmuştum fakat beni savurup geri itmişti.