Oliver H. Whisper Müdür | Tılsım-Muska Profesörü
Mesaj Sayısı : 328 Lakap : Oll, Hec, Who Kayıt tarihi : 28/08/09
Rp Puanı Rp Puanı: (100/100)
| Konu: Tesadüfi Karşılaşma Çarş. Haz. 30, 2010 5:32 am | |
| Kişiler: Xealoth Stormrage, Oliver H. Whisper.. Kurgu: Gençliklerinde sık sık görüşen iki eski dostun bu mekanda sürpriz bir gelişmeyle karşılaşmaları...
~
İnsanı bunaltmayan fakat her daim içini sıcak tutan tatlı bir güneşin olduğu ve meyve çiçekleriyle kaplı ağaçların dört bir yanı sardığı o güzel mevsim ilkbahar bitmişti artık. Herkese mutluluğu veren havalar yerine şimdi bunaltıcı sıcaklar yüzünü göstermeye başlamıştı yine. Çoğu insan sevmezdi aşırı sıcağı, terlemeyi ve içinde bulundukları mekanın fazlasıyla basık olmasını, neden bilinmezdi ama o kadar çok salgılanan mutluluk hormonlarını yok etmek için vardı sanki yaz... Hele etrafta pelerinlerle dolaşmayı adet edinmiş büyücü dünyasından insanlar için kat kat daha zordu. Oliver da bu tarz insanlardan biriydi, işi gereği üzerinde her zaman resmi bir kıyafet bulunduran Oliver yine aynı seviyedeki resmiyetle etrafta geziniyordu. Üzerindeki pelerin sırtına yapışacak derecede ıslanmıştı terden, o da düzene çok önem veren bir insan olarak bu duruma daha fazla katlanamamış ve sırılsıklam pelerini üzerinden atmıştı. Hogwarts'ın kapanmasının ardından Hogsmeade Köyü yine o eski sakinliğine kavuşmuştu, yalnızca yetişkinler kalıyordu yazın burada. Öğrenciler daha çok evleri ve evlerine yakın mekanlarda gezinmeyi tercih ediyordu. Oliver da zaten daha çok bunu seviyordu; yıl boyu okul onu fazlasıyla yoruyor sürekli yoğun iş temposundan dolayı oluşan baş ağrılarını dindirmekle uğraşıyordu. İlkbaharda öğrenciler rahatlarken o, kafasını sakinleştirmeye başlıyordu. Evet müdürlük zor bir işti ama bunun yanında bir de profesörlük görevini üstlenmek onu daha da zorluyor, kendini bazı zamanlar gereksiz uğraşlar verdiğini düşünerek buluyordu. Belki sadece müdürlük yapsa bu kadar zor olmayacaktı her şey onun için ya da sadece profesörlük yapsa, ki bunu daha önceden yapmıştı ve hayatı gayet rahat geçiyor mutlu mesut bir şekilde kendine vakit ayırabiliyordu. Müdürlük unvanını aldıktan sonra yine de profesörlüğü bırakmak istememişti -her ne kadar ona bırakması için baskı yapılsa da o reddetmeyi tercih etmişti. Şimdi onu uyaranların neden ona bu kadar çok baskı yaptığını daha iyi anlıyordu. Ama yine de çok mutluydu hayatından, kavurucu sıcak ve bardaktan boşalırcasına terlemek onu yormuyordu. Derslerde onu fazlasıyla yoran öğrencileri bile şimdiden özlemişti. Bu üç aylık tatilde profesörlük kadrosunda pek fazla açık olmadığı için insanları Hogwarts'a getirmek için gereksiz çabalara ve ısrarlara mecbur kalmayacaktı. Derin bir nefes çekti ve bu yaz kafasını neler yaparak dinlendirebileceğini düşündü.
***
Kendini düşüncelerden alıkoyduğunda karşısında el sallayan dükkan sahibini gördü ve kafasını ufak bir hareketle sallayıp tebessüm etti. "Ah dalmışım affedersin... Benim kadehimi yenile lütfen" dedi sessizce. Taburesinde rahatsız bir şekilde hareketlendikten sonra iyice yerine yerleşti. Üç Süpürge okul zamanında olduğu kadar dolu değildi; hatta boş bile sayılabilirdi. İçeride sadece beş altı masa doluydu. Oliver biraz gerindikten sonra barmenin getirdiği kadehinden bir yudum aldı; Üç Süpürge'nin kaymak birası kadar doyumsuz bir lezzet veren çok az içki vardı. Bunlardan biri de Oliver'ın çok sevdiği meşede bekletilmiş şekerli viskiydi elbette. Oliver şimdilik kaymak birasından bir yudum almakla yetindi ve ardından onun verdiği serinliğin tadını çıkardı. Daha sonra şöyle bir mekana göz gezdirdi. Hemen hemen herkesi tanıyordu zaten, göz göze geldikleriyle selamlaşıp ufak sohbetler yaptı ve daha sonra tekrar önüne döndü. Birasını yarıya getirmişken Üç Süpürge'nin gıcırtılı kapısının açıldığını fark etti. Bu sesi duyunca istemeden kafasını çevirdi ve içeriye kimin girdiğine baktı. Yüzü ilk başta tanıyamamıştı ve bu yüzden çok önemsemeyip tekrar önüne döndü ve birasından bir yudum daha alıp tekrar tatil planı hakkında derin derin düşünmeye başladı...
Bu yaz çok güzel olacaktı. | |
|
Xealoth Stormrage Çatlak Kazan Sahibi
Mesaj Sayısı : 16 Kayıt tarihi : 30/06/10
Rp Puanı Rp Puanı: (97/100)
| Konu: Geri: Tesadüfi Karşılaşma Cuma Tem. 02, 2010 3:48 am | |
| Xealoth, gece geç saatlere kadar çalışmış yorgunluktan kılını kıpırdatamayacak hale geldiğinde yukarıdaki dairesine çıkıp kendini dinlenmeye bırakmıştı. Erken saatte barı teslim alacak ve nöbetteki çalışanına izin verecekti. Yatağına yatar yatmaz uyumuş ve güneşin ilk ışıklarıyla gözlerini açmıştı. Doğrulup ilk iş olarak duşa girmişti. Duştan çıktığında üstüne rahat bir şeyler giyip bara indi. Etrafa bir göz gezdirdi. Barın içinde bulunan ayyaşlara içki götüren çalışanının kolundan çekti ve içkileri elinden aldı. Barın temizlenmesi gerekiyordu ve bu ayyaşlar etrafı kirletiyordu. Xealoth, elinde içkilerle masaya gidip içkileri bıraktı. “ Tadını çıkartın, bunlar sondu.” Dedi. Adamların kendine sövdüğünü duyabiliyordu ancak bir dokunsan ölecek durumda olduklarından dalaşmayıp barın arkasına gitti. Süpürge dolabından aldığı bir kutu suyla süpürgeyi çıkartıp etrafı temizlemeye başladı. Adamlar içkilerini içiyor etrafa küfür ediyor bağıra bağıra gülüyorlardı. Bu işte güzel kızlar tavlansa da böyle kötü durumları da vardı işte. Bu son içkiydi o ayyaşlar için ve içkilerini bitirmelerini bekliyordu ta ki adamlardan biri yere kusana kadar. Xealoth sinirlenmiş ve elindeki süpürgeyi yere fırlatmıştı. Az önce yere kusmuş olan adamın yakasından tutup kapıya sürükledi ve onu dışarıya attı. Daha sonra masada oturan diğer adamlara baktı. Artık bu ayyaşların kalkma zamanı gelmişti. Hesabı ödettirip onlarıda kapı dışarı etti.
Ayyaşları yolladıktan sonra kısa bir sürede temizlik işini halletmiş ve barın arkasına geçip beklemeye başlamıştı. Bir kaç saat sonra ilk müşterileri gelmişti. İşte öğlen saati içmeye gelen bir takım ayyaşlar daha. Gözü saatteydi birazdan çıkması ve Hogsmeade uğrayıp birkaç gündür ertelidiği işini halletmeliydi. Çok önemli bir şey değildi ancak yok sayılacak kadar değersiz bir şeyde değildi. Zaten bir kaç gündür erteliyordu. Hemen halledip tekrar bara gelmeyi istiyordu. Hogsmeade yolculuğundan döndüğünde bol müşteriyle bulmayı umud ederek ayrıldı Çatlak Kazandan. Burayı devr aldığından beri henüz kötü bir gün geçirmemiş ve hep bugün kötü olabilir korkusuyla başlamıştı gününe. Genelde negatif düşüncelerin olayları kötü yönde etkilediğine inanılır ancak henüz böyle bir şey olmamıştı Xealoth için. Belki de bu ihtimali fazla düşünüp titizliğe önem vermesinden kaynaklanıyordu. Aslında Hogsmeade' yolculuğuda hanı içindi. Bir kaç değerli dakikasını Çatlak Kazan sayesinde tanıdığı dostlarına ayırdıktan sonra şu çok mühim olmayan işini çabucak halletmeyi başarmıştı. Bu bunaltıcı sıcağın altında, durduğun yerde terleyebiliyordun ve bununiçin artı bir çabaya gerek yoktu. İşte bunaltıcı sıcak Xealoth da vurmuştu. Dayanabilirdi ama dayanmayı istemiyordu. Etrafına bir bakınıp soğuk bir şeyler içebileceği yerler aradı. Biraz ilerisinde Üç süpürge vardı. Eh uzun zaman olmuştu oraya gitmeyeli... Bir gidip mekanı görebilirdi sanırım. Çok gecikmek istemediğinden saatine baktı ve daha zamanı olduğunu görünce eski tahta kapıyı yavaşça iterek içeriye girdi. Bir şeyle içip çıkacaktı hepsi bu. Birileriyle sohbete başlarsa biliyordu ki bitiremeyecekti.
Merak işte, yinede kafasını çevirip önce etrafı sonrada mekandaki yüzleri inceledi. Eh istesede sohbet edebileceği biri yoktu. Tanımadığı birinin yanına gidip oturacak kadar cesaretli değildi belkide. Etraftaki boş masalardan birine oturmaktansa kendini bara atmayı yeğlerdi. Ağır adımlarla bara ilerledi ve kendi yüzüne bakan barmene Kaymak birası. Dedi. Kaymak birası gelene kadar tekrar arkasını döndü ve etrafa göz gezdirdi. Şu anda bir şebek gibi gözüktüğünü bilsede uzun zamandır görmediği bu yer oldukça yabancı gelmişti. Çok şey değiştirmemişdiler belki ama hep aynı mekanda bulunduğundan da olabilirdi. Kaymak birası, zemine sertçe koyulmuş ve Loth'a sürüklenmişti. Loth kaymak birasınından büyük bir yudum alıp tekrar bakınmaya başlayınca ister istemez gözüne biri takıldı. Kafasını sağa sola yatırıp yüzü inceledi. Gerçekten tanıdık geliyordu. Kimdi şimdi bu? Loth'un aklını niye bu kadar çok karıştırmıştı. Kaymak birasının geri kalanını fondipleyip barmenden bir tane daha istedi ve getirmesini istediği masayı gösterip barın yüksek taburelerinden atladı. O tanıdık yüzün oturduğu masaya ilerliyordu. Ona doğru attığı her adımda yüzü biraz daha tanıdık hale geliyordu sanki. Evet bu yüzü anımsayabilmişti. Oliver... Genç bir büyücüyken ve çatlak kazanı devr almadan önce, orada çalışıyorken tanışmıştık. Dünya turuna çıkmıştı yada öyle bir şey. Eh o zamanlar ona imrenmiş olduğundan hafızasında ona bir yer vermişti. Adamın, kendisin tanıyacağından emin değildi ancak umuduyla kalkmıştı taburesinden. Adamın oturduğu masaya geldiğinde : " Merhaba, ben Xealoth. Tanıdınız mı bilemiyorum ancak çok eskiden çatlak kazanda tanışmıştık. Orada çalışıyordum ve sizde sanırım gezgindiniz. Dedi. Oturma izni için henüz erkendi öncelikle büyücünün Xealoth'u tanıması lazımdı.
| |
|