Puslu bir gündü.Eric henüz uyanmıştı.Ayağa kalkıp yei okul yılı için hazırlık yapacaktı.Ayağa kalkmayı zar zor başardıktan sonra hemen listesini kontrol etti.İçeriden annesinin sesi duyuldu."Hadi Eric kahvaltıya gel".Eric bıkkın bir sesle"Tamam anne"diyebildi.Listeyi cebine koyup kahvaltıya indi.Babasınıda gördü.Oda uyanmıştı.Eric uykulu bir sesle "Günaydın"dedi.Babası ve anneside ona "Günaydın" dediler.Eric hemen yemeğini yiyip eşyaları almak için Diagon Yolu'na gitmek istiyordu.Yemek bittiğinde Eric biraz kendine gelmişti.Annesi heyecanlı bir sesle "Hadi Eric gidiyoruz"dedi.Eric annesinin sesindeki heyecanı anlamıştı.Eric'de onun kadar heycanlıydı.Ayakkabısını giyinip koşarak arabaya gitti.Eric'in ailesi muggle mahallesinde oturdukları için çok dikkatli olmaları gerekiyordu.Eric arabaya binene kadar "Diagon Yolu"ya da"Hogwarts"'dan bahsetmedi.Eric yetenekli bir çocuk olduğunu biliyordu.Bildiği bir kaç büyü vardı.Onları çok iyi yapabiliyordu.Diagon Yolu'na geldilerinde ortalık sihirbaz ve cadılarla doluydu.Babası,Eric'e bakarak"Hadi beni takip et"dedi.Eric ve Babası para çekmek için Gringots'a gittiler.Babası Eric'e bubanka hakkında bilgi verirken Eric onu dinlermiş gibi yapıyordu.Eric etrafındakilere baktığında çok az sayıda büyücü ve cadı görüyordu.Burada genellikle cin cüceler bulunuyordu.Eric cin cücelerin boylarına bakınca gerçekten küçük olduklaını anladı.Babasıyla kasaya geldiklerinde bir cin cüce onlara bakarak"Evet ne istiyorsunuz".Babası soğuk bir tavırla"Para çekmek istiyoruz".Cin cüce tekrar onlara bakara"Kasa numarası"."485"."Anahtar".Eric'in babası anahtarı uzatarak"burda"dedi.Cin cüce"Beni takip edin"dedi.Bir tür tranvayın yanına geldiler.Eri,babası ve cin cüce tranvaya bindiler.Tranvaya binmek Eric'e eğlenceli gelmişti.İndiklerin büyük bir kapının karşısındalardı.Cin cüce elini uzatarak"Lamba"dedi.Babası lambayı uzattı.Cin cüce tekrar elini uzatarak"Anahtar"dedi.Babası anahtarıda uzattı.Sonra cin cüce tekrar o gıcık sesiyle"Lambayı tutun lütfen"dedi.Eric lambayı aldı.Cin cüce kapıyı açtıktan sonra"Ne kadar istiyorsunuz"dedi.Eric'in babası"3000 galleon" dedi.Parayı çektikten sonra alış verişe başladılar.Bütün eşyaları aldıktan sonra Eric listeye göz gezdirince birtek asanın kaldığını fark etti.Babasına bundan bahsedince hemen asa almak için Olivanders'a gittiler.Boştu.Eric "Bir asa almak istiyorum"dedi.Dükkan sahibi ona bakarak"Sanırım sana bir şey verebilirim"dedi.Eric heyecanlıydı.Babası onun heyecanını gözünden okuyormuş gibi bakıyordu.Bay Olivander'ın ona getirdiği asaya baktı.Asa biraz değişikti.Asayı eline aldı ve bir kez salladı.Asa havada bir duman oluşturdu ve etrafına ışık saçmaya başladı.Eric bu asanın özelliklerini öğrenmek istiyordu.Bay Olivander'a sordu.Bay Olivender imalı ve kıskanç bir bakış atarak"Bu asa dünyanın en güçlü asalarındandır.Bu asa KSKS dersinde yeteneklidir.
13 inçt ve makul ölçüde esnek. Alıç ağacından yapılmış ve zebra kılı içermekte. Asa, kullanıcısının gözyaşları ile güçlenir ve Acı Çektirme Laneti’nde (Crucio) çok başarılıdır.Eric bunları duyunca biraz ürperdi.Ama asasının güçlü olduğunu biliyordu.En korkunç büyülerden olan Crucio lanetinde süper bir başarısı olduğunuda biliyordu.Eric babasıyla oradan çıktı ve hemen peron 9 ¾ ‘e doğru yola çıktılar.Geldiklerinde annesi orada onları bekliyordu.Eric hemen duvarın içinden geçerek Hogwarts Express’ine binmişti bile.Tren yola koyuldu.Eric’de kompartıman arayışına.Boş kompartıman bulmuştu.Oturdu ve okula gitmeyi bekledi.Eric içinden bu duyguyu kendi cümleleriyle şöyle tanımladı.”Yeniden doğmak gibi”