Allécra Nava Bullock Kehanet Profesörü
Mesaj Sayısı : 57 Kayıt tarihi : 29/08/09
Rp Puanı Rp Puanı: (86/100)
| Konu: # Allécra Nava Bullock # C.tesi Ağus. 29, 2009 1:01 am | |
| O anı aklımdan çıkaramıyordum. Böyle bir aptallığı nasıl yapabilirdim ki ? Lanet olsun sana Allécra diye söylendim içimden. O günden beri ne hayatın anlamı vardı benim için, ne de yaptığım cinayetlerin tadı. Hiçbir şeyden zevk alamaz olmuştum. Kalbim her geçen dakika intikam hırsıyla çarpıyor, daha çok kan istiyordum. Daha çok aciz bedenlerin hiçliğe gitmesini seyretmek. Ve bunu başaran ben olmak. Ama artık hiçbir şey umrumda değildi. Zamanı geri getirebilmeyi çok isterdim. Ama bunun imkansız olduğunu bende gayet iyi biliyordum. Nasıl asla iyi bir insan olamayacağı mı bildiğim gibi. Zihnim o anları tekrar tekrar yaşıyordum. Gözlerimi kapadım. Bıraktım intikam duygusu bir daha tüm hücrelerimi kor gibi yaksın...
Yıl ~ 1994 ~ Bir yaz gecesi ~ İtalya
İtalya'nın ıssız sokaklarında yürüyordum. Bu şehri seviyordum. O karanlık gecelerinde yaptığımız baskınları; masumların, acizlerin yüzünde gördüğüm korkuyu; insanların çocuklarını korumak uğruna kölemiz oluşunu. Burada çok verimli olabilirdim. Lord'un en sevdiği hizmetkarı olabilirdim. Beni sevebilirdi. Çok daha çok. Bende onu seviyordum. Bu aşk mıydı bilemiyorum. Ama gerçekten normal olmadığı kesindi. Evet onun için hizmetkardan öte olmak ister miydim ? İsterdim. Onunda kalbinin sadece benim için çarpmasını ister miydim ? Hem de çok isterdim. Onun sevgisini ve sadakatini kazanmıştım. Peki ya aşkı ? Onun için biraz daha uğraşmam gerekliydi. Ne gerekiyorsa yapmaya hazırdım. Ölümler beni ilgilendirmiyordu. İşte benimki böyle birşeydi. Tutku. Tüm bedenimi ele geçirmiş olan tutku. Ben bu şehre aittim. Tüm benliğimle. Ama şuan için burada Lord'umun yanında kalmak için herşeyi yapabilirdim. Ve bana görev verilmişti. Her zamanki şeylerden biri. Alışmıştım artık. Bazen gökyüzüne bakamıyordum. Yıldızlar sanki gözlerimi kör edercesine parlıyordu. Annem küçükken " Her ruhun bir yıldızı vardır. Kendi ölümlerine sebep olanlara daha farklı parlarlar. " derdi. Sanırım bu gerçekti. Artık saçmalıklara bile inanır olmuştum. Ben ben değildim. Yaptığım cinayetlerin sarhoşu olmuştum. Lord'un sevgisinde boğulmuştum.
Sadık bir ölümyiyen. Bu bendim. Ölene kadar da öyle kalacaktım. Lord görevimi açıkladığında kayıtsızca dinledim ve Lord'a bir adım daha yaklaşmaya cüret ettim. Eğilip kulağına " Her sözünüz emirdir benim içim. Saygıdeğer Lord'um. Varlığınızın daimiyle " dedim tüm çekiciliğimle fısıldayarak. Lord'da hafifçe gülümsemekle yetindi. Bu görevi tek başıma halletmem gerekti. Kim olduğunu biliyordum. Aptal seherbazlardan biri. Bu da diğerleri gibi kolaylıkla halledebiliceğim birşeydi. Ama ne yazıkki hepimiz insandık. Her ne kadar bunun tersini istesem bile. Lanet olası duygularımız vardı. Bizlerin bile. Ölüm yiyenlerin bile. Ve duygulara yenilmek tanımının en aciz kurbanı bendim. Bir zaman ki zaafıma kurban gitmiştim. İşte olanlar...
Gözlerimi açtım. Bu histen nefret ediyordum. Cisimlenme hissinden. 5 senedir cisimlenmeme rağmen hala buna alışamamıştım. Tuzlu suyun kokusu burun deliklerimi yakıyordu. Denizden gelen rüzgar uzun siyah saçlarımı dalgalandırıyordu. Cebimden asamı çıkardım. Yani silahımı. Önümde ihtiyatla tutarak ilerlemeye başladım eski kulubeye. Kapıyı hızlıca açtım. Kulube boş görünüyordu. Kukuletamın başlığını usulca indirdim. Gözlerim açlıkla parlıyordu. Bu duyguyu herhangi birini öldürmemiş kimse anlayamazdı. Zordu. O duyguyu bir kereliğine olsa tatmak gerekirdi. Ve birden arkamda bir ses duydum " Pop "... Arkamı döndüğümde kalbim son sürat atmaya başladı. Konuşamıyordum. Ruhsuz bedenimdeki sesimi bulamıyordum. Kitlenip kalmıştım. Sonunda sesimi saklandığı yerden bulup " Sen " diyebilirdim. " Demek kader seni de birgün öldürmem için karşıma getirecekti demek " Yıkıldım. Yapamazdım. Ölmek istiyordum. Buradan gidebilmek için herşeyimi verebilirdim. Robert konuşmadı. Mavi gözlerimde kaybolmuştu. " Kaderi değiştiremezsin. Yapman gerekiyorsa yapmalısın. Hadi yap Allécra. Hadi durma " Gözlerini kapadı. Karşımdaydı. Yine aynı derecede yakışıklıydı. Yine beni çok seviyordu. Ama ben... O tanıdığım Robert'dı. O ise beni hiç tanımıyordu. Umursamazca " Artık hiçbirşey eskisi gibi değil. Ben değiştim Rob. O Allécra değilim artık. Ama ben...Yapamam. Hadi git. Kaç git diyorum... Lütfen Rob.." Rob ise gözlerini açıp " Bunu yapamayacağını biliyordum Allécra. Hala beni seviyorsun. Hiç unutmadın. Ama ben senden nefret ediyorum. Lanet olsun sana. Seni hiç sevmedim ki aptal kız. Ama şimdi ölme vakti " ve birden asasına davrandı. Neler olduğunu gerçekten idrak edememiştim. Ama giderek anlıyordum. " Seni hain yılan. Avada - " ama artık Robert yoktu. Cisimlenmişti. Nasıl da fark edememiştim. Kendi aptallığımdı. Ama onu bulup öldürmeliydim. Demekki değişen sadece ben değildim... | |
|
Oliver H. Whisper Müdür | Tılsım-Muska Profesörü
Mesaj Sayısı : 328 Lakap : Oll, Hec, Who Kayıt tarihi : 28/08/09
Rp Puanı Rp Puanı: (100/100)
| Konu: Geri: # Allécra Nava Bullock # C.tesi Ağus. 29, 2009 1:35 am | |
| Uzunluk: 15/20 Uzunluk, bana biraz kısa geldi. Hala beklediğim uzunluğu yakalayamadınız. Yine de bu kurgu için yeterliydi. Sonu biraz daha uzatabilirdin. Betimleme: 30/35 Anlatım güzel ama sen de sıkça nokta kullanmışsın, onun yerine virgüllerle cümleleri bağlasan daha iyi olurdu. Renk uyumu: 13/15 Renkler uyumlu lakin beyaz biraz fazla göz alıyor siyah üzerinde. Gri gibi bir şey kullansaydın daha güzel olurdu. Bir de son bölümde konuşmaların rengini karıştırmasan daha iyi olurdu... İmla Kuralları: 13/15 Birkaç hatan dışında pek bir şeye rastlamadım. Noktalama: 15/15 Hiç hata göremedim lakin dediğim gibi virgülü ve diğer noktalama işaretlerini daha çok kullanmalısın. Tebrik ederim.. Toplam: 86 | |
|