Klavyemin türkce karakterlerle bir sorunu varda. O yüzden böyle yazabildim. (:
Tuhaf,ruya alemine benzer ama ondan cok daha canli ve urkutucu bi yerdeydi. Basi ve sonu olmyan karanlik bi dehlizde arkasina bakmadan kosuyordu. Agizini acip birilerinden yardim istemek icin bagirmaya calisiyor olmasina ragmen solmus dudaklarinin arasinda tek cikan ince bir dumandan baska bisey olmuyordu. Duymak istemedigi sesler beynini kemirip bitiriyordu adeta. Kulaklarini tikayip duymalarini engellemek istesede her seniye siddetini arttiran cigliklardan kurtulamiyordu birturlu. En kotusu de duygusal olarak hic bir tepki verememesiydi olanlara. Verdigi tum fiziksel tepkilerde O sesin sahibinin eglendirmekten baska hic bir ise yaramiyordu. Kosmaya devam etti. Nereye gittigi umrunda bile degildi. Tek istegi o anda bulundugu ortamdan bir an once uzaklasmakti. Nefesi kesilene kadar hic durmadan kostu. Zaman ve mekan kavramindan yoksun bu yerde bir zaman dilimi belirtmek imkansidi tabi ama William'a asirlar gibi gelen bir sure daha devam etti bu amacsiz kosu. Ustunde durdugu karanlik zeminden yine karanlik koparip aldi onu ve bu defa sonsuzluga dusmeye basladi.
Yavasca araladigi yorgun goz kapaklari ardindan suzdu odayi. Etraf yavas yavas netlesmeye basliyordu. Ama hala bulanik olan zihni nerde oldugunu algilamaya calisma isini guclestiriyordu. Dirsegiyle yattigi yerden destek alarak kalkmaya calisti. Daha once bu islemin boylesine zorlu bir hal aldigina hic sahit olmamisti. Bedenini biraz daha zorlayarak diklesti. Los bi isikla aydinlatilmis beyazlar icinde bir odadaydi. Ne zaman ve nasil geldigini hatirlamiyordu. Hatirladigi tek sey acimasizca bakan bir cift gri gozdu. Neler oldugunu hatirlamak icin zihnini zorladi ama bunun hic bir yarari olmadi. Basi hala zonkluyordu ve buna bagli olarak migdeside bulanmaya baslamisti. Kafasini yeniden yumusak yastiga dayadi ve sartlar pek musayit olmasada zihnini zorlamaya devam etti. Cani skildigi icin Domuz Kafasina gitmisti ve kapsonlu urkutucu bir kadin yanina oturmustu. Ondan sonrasi tuhaf bi bosluktu zihninde. Sadece duydugu bir kac cumleyi hatirliyordu ama tek baslarina o cumlelerin hic bir anlami yoktu. Zihninden birturlu cikartamadigi o donuk bakislarin ve esrarengiz yabancinin suzulurcesine iceri girmesinden baska hicbir seyin anlami yoktu aslinda. Olanlari hatirlamiyor olmasina ragmen bi kac dakika icinde zihninde olusmus tahminler zincirinde olusan seylerden en kuvvetlisi o donuk bakislarin sahibinin ve O yabancinin su anda burda olmasiyla bir alakasi oduguydu. Belkide ayni kisiydi ikiside? Yine merak ve korku karisimi hicte hos olmayan o duyguyla calkalandi midesi. Hastaneye benzer bir mekandaydi ve William hastanelerden de hastaneye benzer yerlerden de nefret ederdi. Kucukkende basina ne zaman hastaneye gitmesini gerektiricek bir olay gelse sirf hastaneye gitmemek icin cati katina saklanir ve istemedigi surece hicbir yere goturulmiyecegine dair soz alana kadar da girdigi delikten cikmazdi. O gunleri hatirlamak bir az olsun dikkatini dagitmis olsada yeniden bulundugu zamana donmesi pek uzun surmemisti. Durumun getirmis oldugu afallamislikla etrafa bakinirken acilan kapinin sesiyle diger tum dusunceleri yarida birakip dikkatini kapiya yoneltti.
Aralik kapidan uzun sure kimsenin iceri girmedigini gorunce bakislarini gokyuzune cevirdi. Mavi gokyuzu , ustundeki yorgunlugu tamamen atmayi beceebilmis olan bedeninin her gecen saniye yerinde duramaz bi hal almasina yaridimci oluyordu.Ne kadar suredir yattigini bilmiyordu ama bu hareketsizlik skmaya baslamisti William'i. Zihninde birbirinden alakasiz binlerce konu belirip belirip kayboluyordu. Konuyla alakasiz ne kadar sey varsa oncelik onlarindi tabi. Onemsiz bir olayi bile dusunceleriyle icinden cikilamaz bir hale getirdigi gercegi goz onunde bulundurulunca esrarengiz yabancilari ve hafizasindaki nedeni bilinmeyen boslugu icinde barindiran bir olay icin boylesine bir onlem pek yerinde bir karar gibi gozukmustu gozune. Ama tum cabalarina ragmen unutmak yada dusunmemeye calismak imkansizdi. Hele de soz konusu William gibi bir insan olunca. Gerekli gereksiz hertulu seyi merak edip bazen saatlerce o konu uzerinde zaman oldurebilirken simdi boyle bir konuyu goz ardi etmeye calismak mantikli oldugu kadar imkansizdi da. Yataktan kalkmak icin hamle yaptigi sirada aralik kapinin ardina kadar acilmasiyla bakislarini birkez daha o yone cevirdi.
-Selam!
Winter !? Olanlari hatirlayamamanin getirdigi merak ve hayal kirikligi yerini bir anda ablasini karsisinda gormus olmanin verdigi mutluluga birakti. Artik ablasi yaninda olduguna gore fazla dusunmesine de gerek kalmamisti zaten! Neler oldugunu William'a o anlatabilirdi. Gorusemedikleri her saniye icinde buyuyen ozlem ve tum olanlardan sonra kendisine yardim edebilicegini dusundugu tek insanin gelmis olmasi hareketlerine normalin ustunde bir hiz kazandirmisti. Ustundeki beyaz carsafi ayaginin bir hareketiyle yere indirdi ve ablasinin uzerine atladi. Tum duygulari maksimumda yasadigi gibi gosterdigi tepkilerde herzaman en ust seviyede oluyordu.