HCBO Role Play Game
Sitemizden yararlanmak ve bu ailenin bir parçası olabilmek için lütfen üye olunuz!
ALBUS PERCİVAL DİSCORDİA Nqqlnl
HCBO Role Play Game
Sitemizden yararlanmak ve bu ailenin bir parçası olabilmek için lütfen üye olunuz!
ALBUS PERCİVAL DİSCORDİA Nqqlnl
HCBO Role Play Game
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 ALBUS PERCİVAL DİSCORDİA

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Albus Percival Discordia
Muggle* Bir rütbe edinebilmek için puanlamaya başvurunuz.
Muggle* Bir rütbe edinebilmek için puanlamaya başvurunuz.
Albus Percival Discordia


Mesaj Sayısı : 2
Kayıt tarihi : 05/02/10

Rp Puanı
Rp Puanı:
ALBUS PERCİVAL DİSCORDİA Left_bar_bleue48/100ALBUS PERCİVAL DİSCORDİA Empty_bar_bleue  (48/100)

ALBUS PERCİVAL DİSCORDİA Empty
MesajKonu: ALBUS PERCİVAL DİSCORDİA   ALBUS PERCİVAL DİSCORDİA I_icon_minitimeCuma Şub. 05, 2010 7:51 pm

Yine gece ayın dolunay şekline bürünmesiyle birlikte Hogwarts arazisine gitmeye karar verdim. Bu çok tehlikeli bir iş olsa bile eğer yatakhanede kalırsam rahat edemeyeceğimi biliyordum. Bunun için Argus Filch'e yakalanmamam gerekiyordu. Gizlice Hogwarts'ın o uzun, büyük ve ilgi çekici koridorlarını geçiyordum. Fakat aniden bir ses duydum. Garip bir sesti, anlamam için yanına gitmem gerekiyordu. Sesleri takip ettiğimde vardığım yer boş sınıf idi. Boş sınıfta bu körelmiş gecede birileri olmasına şaşırdım. Ama içeri girmedim.
İçeriden gelen sesleri dikkatle dinlemeye başladığımda;
-
Dostum Hogwarts artık pek tekin bir yer değil.
-
Niye böyle düşünüyorsun William?
- Çünkü Dumbledore artık çok yaşlı. Onun bizi koruyabileceğini düşünmüyorum.


Bu konuşmaları duyarken tedirgin olmuştum. Acaba Dumbledore gerçekten yaşlanmış mıydı? Evet yaşlı olduğu belli fakat kaç yaşındaydı ve bir hastalığı var mıydı? İyi insan lafının üzerine gelirmiş. Gelirken Dumbledore'u gördüm.
- Merhaba nasılsınız?
- Sağol Albus sen nasılsın?
- Sağolun efendim. İyiyim.
- Fakat senin bu saatte yatakhanede olman lazım. Niçin buralarda geziniyorsun çabuk yatakhaneye.
- Efendim tuvalete gidiyorum. Bir de bir şey sorabilir miyim? Sağlığınız iyi mi?
- Yaşıma göre soruyorsan gayet iyi. Fakat eskisi gibi olmadığım doğru. Her ne olursa olsun evlat; yine de bu okulu koruyacak kadar gücüm var.
- Peki Profesör. dedim ve oradan ayrıldım.


Argus Filch'e yakalanmadan sağ sağlim dışarı çıkmayı başardım. Dışarı çıktığımda direk olarak Kuğulu Göl'e gittim. Orada biraz kafamı toparlarım diye düşündüm. Kendi kendime şarkılar söyledim. O muhteşem, sanki donuk su gibi olan ve üstünde boyun boyuna dolaşan kuğularla dolu olan kuğulu göl beni her zaman ki gibi mest etmişti.

Şarkı söylemeye devam ederken ayak sesleri duydum. Fakat aldırış etmeden şarkımı söyledim. Şarkımı bitirdiğimde gelen kişinin bir kız olduğunu farkettim. Cübbesine bakılacak olursa bir Gryffindor'luydu. Ona baktım ve gülümseyerek;
- Merhaba ben Albus Percival Discordia.
- Merhaba bende Katherina Smith.
- Tanıştığımıza memnun oldum.
- Bende diye bir diyaloğumuz oldu.

Ardından üşüdüğümü farkederek;
- Üzgünüm, benim gitmem lazım. Görüşmek üzere dedim. O sırada vücudum gibi üşüyen sesim de titrek, titrek çıkıyordu.


Oradan ayrıldığımda uzun çayırlarda yaklaşık 10 dakika kadar yürüdüm. Üşüdüğüm için cübbemin içine iyice sokuluyordum. İlerlerken Yasak Orman'a kadar gelmiştim. Bu ormanın yasak olduğunu bilsem de içeri girme isteğim hep olmuştur. Ama ne olursa olsun kurallara uymak zorundaydım. Ardından yere oturdum. Oturup ısınmaya çalışıyordum. Ben ısınırken bir kurt uluması geldi. Bu ulumadan öyle ürktüm kü koşarak kaçıyordum. Biri karşıma çıksa Profesörler bile duymuştur diye iddiaya girecektim. Daha önce başıma gelen Ölüm Yiyen olayı tekrar aklıma gelmişti. Bu ölüm yiyenlerin başarısızlıklarımla dalga geçtiğini hatırlamıştım. Bu başarısızlığım iksir dersindeki başarısızlığımdı. Ayrıca derslik boşken onlarca kez denediğim için elimdeki malzemem de bitmişti. Hemen yakında bulunan bitkibilim serasına gittim.

Buranın tehlikeli olduğunu biliyordum. Çünkü yanlış bir bitki beni yok edebilirdi. Isıran Bitkiler bir bölgemi benden alabilirdi. Bunun için sadece gerekli bitkilerimi almaya özen gösteriyordum. Gerekli bitkileri koparırken bir anda elime bir şey battı ve elim kanamaya başladı. Yere düştüm, acı içinde kıvranıyordum. O sırada hastane kanadından olduğunu bildiğim bir hemşire geldi ve elime bir tür sıvı sıktı. Bu sıvı ile hem kanama durdu, hem de acılarım...

Ardından tek kaşı havada bir şekilde;
- Albus senin burada ne işin var? Hele bu gece saatinde? Eğer ben olmasaydım herhalde St. Mungo Sihirsel Hastalıklar Hastanesine götürülür bir de üstüne ilaveten Hogwarts'tan atılırdın.
- İksir dersi için malzeme lazımdı. Uykum tutmayınca geliyim dedim. Lütfen bunu kimseye söylemeyin dedim.
O da bir iç çekti ve gözlerini yumarak
- Tamam Albus ben hiç bir şey görmedim. Şimdi gidiyorum. Ama seninde gerekli malzemeleri aldıktan sonra okula geri dönmeni istiyorum.
Ben de gülümseyerek başımı salladım. O da seradan ayrıldı.


Onun seradan uzaklaştığını gördüğüm zaman dışarı çıktım ve aylak, aylak dolşamaya devam ettim. Quidditch Sahasını geçtim, o muhteşem büyük kara gölden ileri gittim, Uçuş ve Quidditch dersliğine kadar geldim. Fakat biraz daha ileri gidersem Karanlık Vadi'ye ineceğimi biliyordum. Başımı daha önce soktuğum gibi belaya sokmamam için okula dönmem gerekiyordu. Koşarak okula geri döndüm. Bitkibilim serasında beni kurtaran hemşire beni gizli bir yoldan okula soktu. Bu olayı garipseyen ben;
- Neden gizli yoldan gittik? dedim.
- Argus'a yakalanmak istiyorsan yoldan gidebiliriz dedi.
Bende gülerek;
- Aman Allah korusun! dedim. İkimiz de gülüyorduk. O hastane kanadına, ben ise yatakhaneye gittim. Yatakhaneye gittiğim de arkadaşım Thomas'ın orada olduğunu gördüm. Bana şaşkın ve hafiften sinirli bakışlarla;
- Albus dostum, bu saatte ne yapıyordun? dedi.
Şaşkınlık içindeki ben;
- Şey, şeye gittim ya... Hee işte tuvalete.
- İki saattir tuvalette misin?
Ben iyice sıkılarak derin bir nefes aldım ve konuşmaya başladım;
- Sadece bitkibilim serasına gidip Profesör Megera ile bitki topladık.
O sarı saçlı, mavi gözlü, orta boylu ve zeki olduğu anlaşılan arkadaşım alaylı, alaylı gülerek;
- Bu işin içinde bir bit yeniği var ama hadi neyse. dedi.
Bende gülerek cevap verdim ve yatağıma yattım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Julian Brave Marqués
5. Sınıf Slytherin
5. Sınıf Slytherin
Julian Brave Marqués


Mesaj Sayısı : 282
Lakap : Joule, Jul.., Bry,
Kayıt tarihi : 29/08/09

Rp Puanı
Rp Puanı:
ALBUS PERCİVAL DİSCORDİA Left_bar_bleue100/100ALBUS PERCİVAL DİSCORDİA Empty_bar_bleue  (100/100)

ALBUS PERCİVAL DİSCORDİA Empty
MesajKonu: Geri: ALBUS PERCİVAL DİSCORDİA   ALBUS PERCİVAL DİSCORDİA I_icon_minitimePaz Şub. 14, 2010 11:26 pm

Uzunluk: 12/20
Betimleme: 10/35
Renk Uyumu: 0/15
İmla: 13/15
Noktalama: 13/15

Toplam: 48
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://hcbo.roleplaylife.net/lejant-f6/julian-brave-marques-t158
 
ALBUS PERCİVAL DİSCORDİA
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
HCBO Role Play Game :: Site Hakkında || Genel :: Rpg Puanlama-
Buraya geçin: