Bu bölümde Rp puanımı belirlemek için yazdığım hikayeye devam edeceğim.
Rp puanımı belirlermek iin yazdığım yazı...
Aylardan yazdı. Ama yazın bitmesine çok az bir süre kalmıştı. 2 hafta diyebiliriz. Emily o akşam terler içinde uyanmıştı. Çok korkunç bir rüya görmüştü. Aslın da rüya değil, kabustu. Emily titremeye başladı. Adından yavaş yavaş gözyaşları akmaya başladı. Titremesi yavaş yavaş azaldığın da, göyaşlarını sildiğinde rüyasını hatırlamaya çalıştı.
Her yer simsiyahtı. Hiçbir şey gözükmüyordu. Emily o karanlığın için de yol bulmaya çalışıyordu. Ve en sonun da yolunu bulamayacağını, bir daha asla ışığı göremeyeceğini Zennetmişti. Çevresine bakınca karanlığın içinden bazı cisimler yaklaşıyordu. Her yer soğumuştu. Çok sağuktu. Emily asasını bulmaya çalıştı. Ama bulamadı. Emily bir an, bir daha mutlu olamayacağı gibi bir umutsuzluğa kapılmıştı. Bunun tek bir anlamı vardı. Artık her şeyin sonu gelmişti...
Emily tekrar titremeye başladı. Gerçekten çok korkunç bir kabustu. Bu kabus Emily'e çok gerçekçi gelmişti. Yatağından büyük çaba harcayarak kalktı ve yüzünü yıkamak için tuvaletin yolunu tuttu. Yüzünü yıkamasının hiçbir etkisi olmadı. En sonun da duşa girmeye karar verdi.
Ilık su Emily'e çok iyi gelmişti. Adeta o rüyayı hiç yaşamamış gibiydi. Emily saatine baktı ve daha çok erken olduğunu anladı. Uyuması gerekiyordu ama tekrar o rüyayı görebileceğinden uyumak istemiyordu. Emily ilk kez böyle gerçekçi bir rüya görmüştü.
Bir kaç saat sonra güneş doğmaya başladı. Emily güneş'in doğuşunu görünce sevindi. Odasından çıktı ve aşağıya indi. Annesi çoktan uyanmış, kırmızı geceliği ile oradan oraya koşturup asası ile kahvaltı hazırlamaya çalışıyordu. Bunu gayet iyi yapıyordu. Acaba ben büyüyünce nasıl bir büyücü olacağım? diye düşünmeden edemedi Emily.
'Ah,Nesly uyandın demek!' annesi Emily'e kısaltma adıyla hitap ederdi. Normalde Emily'in adı Vanessa Emilydir. Annesi inci gibi dişleriyle Emily'e gülümsüyordu.
'Anne kötü bir rüya gördüm' diye yakındı Hermione. Annesi meraklı bakışlarıyla Emily'e bakıyordu. Bu bakışlar öyle tanıdık geldi ki Emily'e... Emily bu bakışları hatırlayamadı. Annesine rüyasının hatırladığı yerleri anlattı. Anlatması bitince annesi biraz şaşkın ama ne diyeceğini bilemiyormuş gibi bir hali vardı.
'Aman Tanrım! Bunun olacağını zannetmezdim' dedi Annesi Emily'e. Emily hiçbir şey anlamamıştı.
'Sen geleceği görmüşsün,tatlım!' dedi Emily'in annesi. Emily şok olmuştu. Gerçekten böyle bir şeyi beklemiyordu. Ama bunun başka bir anlamı olamazdı. Emily'in Büyükannesi de geleceği görüyordu. Ama Emily'in annesi geleceği göremiyordu. Emily'in annesi çok mutluydu ama Emily hiç de mutlu değildi. Geleceği görmüşse...
'Ben ölecek miyim?' diye fısıldadı Emily. İşte o an da annesi'nin mutlu ifadeside solup gitti.
'Bunu değiştirebiliriz' dedi Emily'in annesi.
'Bana inanıyor musun? diye sordu Emily cılız bir sesle. Emily'in annesi tekrar gülümsedi ve 'Sonuna kadar!' dedi ve Emily'e sarılıp onu öptü. Annesini öyle çok seviyordu ki... Ne olursa olsun herzaman onun yanındaydı. Her ne olursa olsun...