HCBO Role Play Game
Sitemizden yararlanmak ve bu ailenin bir parçası olabilmek için lütfen üye olunuz!
Gönülsüzce... Nqqlnl
HCBO Role Play Game
Sitemizden yararlanmak ve bu ailenin bir parçası olabilmek için lütfen üye olunuz!
Gönülsüzce... Nqqlnl
HCBO Role Play Game
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Gönülsüzce...

Aşağa gitmek 
4 posters
YazarMesaj
Allen Jacques Harth
Kurtadam
Kurtadam
Allen Jacques Harth


Mesaj Sayısı : 154
Kayıt tarihi : 31/08/09

Rp Puanı
Rp Puanı:
Gönülsüzce... Left_bar_bleue87/100Gönülsüzce... Empty_bar_bleue  (87/100)

Gönülsüzce... Empty
MesajKonu: Gönülsüzce...   Gönülsüzce... I_icon_minitimeÇarş. Eyl. 09, 2009 12:36 pm

Kişiler: Allen Jacques Harth, Evelyn Sydneé Cole, Claire Trisha Bullock, Gerry Swart.

Kurgu: Tek saplantısı haline getirmiş olduğu Claire'i bir şekilde kıskandırmaya kararlı olan Allen, bunun için Claire'in yakın dostu ve kendisinin de can düşmanı saydığı bir gruptan olan Evelyn'i bu iş için kullanmak ister. Evelyn bir şeyler anlamaya başlamıştır, ama acaba Allen amacına uyup qia'yı kıskandırabilecek midir?

Zaman: Alacakaranlık



En son Allen Jacques Harth tarafından Perş. Eyl. 10, 2009 2:14 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Allen Jacques Harth
Kurtadam
Kurtadam
Allen Jacques Harth


Mesaj Sayısı : 154
Kayıt tarihi : 31/08/09

Rp Puanı
Rp Puanı:
Gönülsüzce... Left_bar_bleue87/100Gönülsüzce... Empty_bar_bleue  (87/100)

Gönülsüzce... Empty
MesajKonu: Geri: Gönülsüzce...   Gönülsüzce... I_icon_minitimeÇarş. Eyl. 09, 2009 1:12 pm

Yasak ormanın, artık hemen hemen kendisiyle özdeşleştirmeye başladığı mis gibi kokusunu ciğerlerine çeken Allen gözlerini kapattı ve şeytani gülümsemesini yüzüne yerleştirdi. Artık mutlu olduğunda bile bütün gösterebildiği mimik bu oluyordu - gerçekten ne hissettiğini anlamak çok zordu. Gözlerini açmadan ellerini iki yana açtı ve sadece ormanın havasını hissetmeye çalıştı parmak uçlarında. Git gide daha çok bir kurda benziyordu vücudu, zihni, aklından geçen tek tek her düşünce... Hayatında sevdiği tek şey doğaydı artık. Belki bir tek Claire'in dışında... Genç kurt yüzünü buruşturdu ve elleri gevşekçe iki yanına düştü, burda durup karnını doyurabilir ve sadece yaşadığı doğadan zevk alabilirdi. Başka hiçbir şeyi düşünmek zorunda kalmayabilirdi - tabii biraz sonra Eve'le buluşacak olmasalardı. Kaşları biraz daha birbirine yaklaşan Allen isteksizce gözlerini açtı ve vampir gelmeden önce her şeyi son bir kez özümsemek istiyormuşçasına, aç gözleriyle etrafı taradı. Bütün renklerin o güzelliğini, canlılığını içine çekti ve tekrar gözlerini kapatarak dinlemeye başladı. Bütün bunları aklında tutmaya çalışıyordu ki biraz sonra karşılaşacağı zorlukla, bunları hatırlayarak başa çıkabilsindi.

Biraz sonra vampir 'sevgilisinin' gelişinin ilk işaretini aldı. Ormanın bütün o güzel rayihaları ortadan kaybolmuştu, hiçbir koku alamıyordu şimdi. Bedenini biraz sıkarak kendini gerçeğe hazırladı: Eve yaklaşıyordu. Vampir ona hiç çekici gelmediği için, ya da başka bir nedenden dolayı, Eve'in kokusunu alamıyordu Allen. Ancak sesler... Kaçışan hayvanların sesleri yeterince kanıttı zaten. Başkasına ihtiyacı yoktu. Acaba avlanmış mıydı? Kendi kendine güldü Allen, birlikte avlanmaya falan gitmeyi teklif ederdi belki. Yüz ifadesini olabildiğince sakin tutmaya çalışarak sadece bekledi. Beş saniye kadar kısacık bir süre sonra Eve yanına gelmişti. Vampirler hakkında bir şeyi kabullenmesi gerektiğini düşündü Allen. Gerçekten çok güzellerdi. Neyse ki bu onda işe yarayan bir şey değildi. Üstünlüğünü düşününce gülmekten alıkoyamadı kendini. Temkinli adımlarla kızın yanına yaklaşarak 'Hoşgeldin, Eve.' dedi rol yapmak için kullandığı neşeli bir ses tonuyla. Kısa bir süreliğine vampir kıza sarıldı, sonra bıraktı onu. 'Görüşmeyeli nasılsın bebeğim?' dedi, aynı ton devam ediyordu. Onları gören biri, gerçekten sevgili olduklarını düşünebilirdi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Evelyn Sydneé Cole
Vampir
Vampir
Evelyn Sydneé Cole


Mesaj Sayısı : 55
Lakap : Eve..
Kayıt tarihi : 02/09/09

Rp Puanı
Rp Puanı:
Gönülsüzce... Left_bar_bleue90/100Gönülsüzce... Empty_bar_bleue  (90/100)

Gönülsüzce... Empty
MesajKonu: Geri: Gönülsüzce...   Gönülsüzce... I_icon_minitimeÇarş. Eyl. 09, 2009 3:49 pm

Ah, tamam. Kurtadam sevgilisinin sevmediği belki de tek yön, berbat kokmasıydı. Allen, ona sarılında suratını buruşturan Evelyn, neden onların birlikte olduğunu hala anlayabilmiş değildi. Birbirlerinden nefret eden iki ırkın evlatlarıydı onlar.. Yasak aşk.. Bu sözü düşününce suratında hafif bir gülümseme belirdi. Avdan dönmüştü, sırf Allen'la buluşmak için. Ne aptallık ama.. Diğer insanları da öldürebilir şuan çok susarsa. Hem de hiç zorlanmadan. Dudağının en solunda hafif bir kan olduğunu farkeden Evelyn, işaret parmağıyla onu alıp hızlıca yere attı. Bir şeylerin döndüğünü anlıyordu. İlk olarak kendisini çok suçlu hissediyordu. Vampirler konusunda.. Irkında ihanet ediyordu, bunu unutmak isterdi ama.. imkansızdı. Allen'la birlikte olmaları yanlıştı. İşte bu yüzden aptal kalbina söz geçirecek, Allen'dan ayrılacak, ardından da hayatına devam edecekti. Derin bir nefes aldıktan sonra, " Allen, sana bir şey söylemeliyim. " dedi. Suratına umursamaz bir ifade yerleştirdi ardından. Mükemmel rol yapabilmesi, hayatında milyonuncu kez işe yarıyordu. Allen'ın kafasında soru işaretleri başlamış olmalıydı ama o hala hazırlanıyordu. Onun onayını da bekliyordu aynı zamanda. " Evet ? " demesini. Sessizce düşünürken susuzluğunu hissetti ama bu pek de önemli değildi. Sadece şuanlık..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Allen Jacques Harth
Kurtadam
Kurtadam
Allen Jacques Harth


Mesaj Sayısı : 154
Kayıt tarihi : 31/08/09

Rp Puanı
Rp Puanı:
Gönülsüzce... Left_bar_bleue87/100Gönülsüzce... Empty_bar_bleue  (87/100)

Gönülsüzce... Empty
MesajKonu: Geri: Gönülsüzce...   Gönülsüzce... I_icon_minitimePerş. Eyl. 10, 2009 10:23 am

Bu gerçekten de dayanılmaz bir şeydi. Amacına ulaşması için en uygun kişi olmasına rağmen, bazen onun yanında durmayı, ona sarılmayı ve sevgililermiş gibi davranmayı çok zor buluyordu. Her şey bir yana, Eve'in sırf vampir olması bile işi daha kötü kılıyordu. Gerçi Claire'in normal bir arkadaşı olsa şaşırırdı. En iyi arkadaşı bir kan emici çıkmak zorundaydı. Kendisinin de ondan farklı olmamasına, hatta biraz daha vahşi olmasına rağmen en azından o avının izlerini taşıyarak gelmiyordu buluşmalarına. O bu düşüncelerine dalıp gitmişken, Eve'in de oldukça düşünceli göründüğünü fark etti. Normalde umursamazdı, ama oynaması gereken bir oyun varken en ufak ayrıntıyı bile gözden kaçırmamalıydı. 'Allen, sana bir şey söylemeliyim.' İç geçiren Allen, biraz da umursamaz bir tavırla etrafına bakınırken, dalgın dalgın 'Tabii, seni dinliyorum Eve.' diye mırıldandı. Dikkatini ona vermediği açık bir biçimde ortadaydı, dediklerini anlayamıyordu bile. Belki de, onu ne kadar zorlasa da daha fazla özen göstermeliydi ilişkilerine. Yoksa istediğini elde edemeden terk edilme gibi bir sorunla karşılaşabilirdi.

O sırada, zaten içinde bulunduğu duruma bağlı olmayan aklını daha da dağıtacak bir şey oldu. Bir koku, ona göre dünyanın en güzel kokusu, vampir kızın yarattığı duyusuzluğun üzerinden dolanarak ona geldi ve ciğerlerini doldurdu. Tatmin olmuşçasına hafif bir sırıtmanın yüzüne yayıldığını hissetti Allen, gerçekten sevdiği tek kadının kokusuydu bu. Bir ara, burnu yeni kokuyla bayram ederken sadece durup kısa bir süreliğine içine çekti kokuyu. Eve alınmış gibi görünüyordu, dediklerinin tek kelimesini dinlememişti çünkü. Ama bunu takacak durumda değildi şu anda, Claire burdaydı. Neden burda olduğuna dair en ufak bir fikri yoktu gerçi, ama işler istediği gibi giderse bu oyunu daha fazla sürdürmesine gerek kalmazdı. Eve'e dönerek ona takınabildiği en üzgün surat ifadesiyle baktı ve, 'Eve, lütfen sadece beni dinle bir dakikalığına.' diye mırıldandı. Kızın yüz ifadesi şaşkınlığın ve karşı çıkmanın bir birleşimiydi sanki. Allen bir adımda kızla aralarındaki küçücük mesafeyi kapattı ve onu öpmeye başladı. Sadece Claire'in onları görebilecek kadar yakında olduğunu umuyordu. Aşık olduğu genç cadının kokusunun uzaklaşmaya başladığını fark edene kadar öptü Eve'i. Neyse ki çok uzun sürmeden hissizlik bir daha yayılmaya başlamıştı. Vampir kızı bırakan Allen ona tebessümle bakarak 'Bunu ben gelene kadar düşün lütfen, olur mu? Şimdi gitmem lazım. Senle buluşmadan önce ava çıkamadım.' Bu tam olarak bir yalan değildi, gerçekten de çok açtı ve avlanmamıştı. Eve'i arkadaki açıklığa bırakarak hızla harekete geçti ve Claire'in kokusunu takip etmeye başladı.


En son Allen Jacques Harth tarafından Perş. Eyl. 10, 2009 2:19 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Claire Trisha Bullock
Seherbaz
Seherbaz
Claire Trisha Bullock


Mesaj Sayısı : 288
Lakap : ' qia '
Kayıt tarihi : 28/08/09

Rp Puanı
Rp Puanı:
Gönülsüzce... Left_bar_bleue100/100Gönülsüzce... Empty_bar_bleue  (100/100)

Gönülsüzce... Empty
MesajKonu: Geri: Gönülsüzce...   Gönülsüzce... I_icon_minitimePerş. Eyl. 10, 2009 10:44 am

Gerry Swart... Claire aklı karmakarışık bir şekilde hızla ayrıldı odasından. Bu adamın amacı neydi? Yaptığı şeyin ne kadar tehlikeli olduğunu göremiyor muydu yoksa? Bakanlık onu hala deli gibi arıyordu ve buna rağmen Hogwarts’a mı gelmişti yani? “ Lanet olsun! “ Genç cadı etrafı dikkatlice süzüyor ve kendi kendine söyleniyordu. Ömür gibi gelen birkaç dakika sonra, giriş kapısına ulaştığında adımlarını hızlandırdı. Gerry’nin sorumsuzluğuna kızsa da, onu yasak ormana getiren önemli bir şey olmalıydı. Went’e gerektiğinde ulaşılamaması da cabasıydı zaten! Bahçeyi hışımla geçerken abisini düşünmeyi bırakıp Gerry’ye odaklandı. Kibirli tavırlarıyla genç cadıyı çileden çıkartırdı her zaman. Ama artık durum farklıydı. Gerry bir baskında açığa çıkmış ve tüm bakanlığı peşine takmayı başarmıştı. Genç adamın dikkatsizliğinin cezasını çekiyordu. Claire çehresine sert bir ifade yapıştırıp yasak ormanın karanlığında süzülüyordu. Asasını sıkıca kavramıştı, sürpriz biriyle karşılaşmak hiç işine gelmezdi doğrusu. Rüzgardan sıyrılıp kulağına çalınan cılız bir ses genç cadının tüm düşüncelerinin dağılmasına neden olmuştu. Gerry olduğunu düşünüp sesin geldiği yere doğru yürümeye başladı. Her olasılığı hesaba katıp garbını indirmemişti elbette. Ama gördüğü şey; nefesinin kesilmesine neden olmuştu. Allen ve Eve mi? Aptal kurt ve nadir dostlarından biri – beraber buradalar mıydı yani? Bu saatte hem de! Genç cadı nerden geldiğini anlamadığı bir öfkeyle dişlerini kenetlemişti. Baş başa ne yapıyorlardı bunlar! Öylesine karşılaşmış olamazlardı ki! Hem zaten iki arkadaş için oldukça yakınlardı birbirlerine şuanda. Claire sinirden kısılan gözleriyle dikkatle süzdü Allen’ı. “ Amacın ne aptal! Ne yapmaya çalışıyorsun! “ her şeye rağmen neden böyle hissettiğini anlamıyordu genç cadı. Rahatsız olması için bir neden olmadığı halde, neden şimdi nefesi kesiliyordu ki? Allen’ı hayatı boyunca umursamamıştı. Hatta gidişi bir saniye için bile olsa içini acıtmamıştı. Oysa şimdi yanında başkası vardı ve Claire kıskançlığın tüm vücudunda dalga dalga yayıldığını hissediyordu. Tam o anda şaşkınlığı katlanarak yüzüne vurmuştu. Allen Eve’i öpmeye başlamıştı! “ Lanet olsun Allen! “ Öfkeden titreyen elini kaldırdı hışımla. Lanetin dilinden dökülmesi an meselesiydi. Ama hayır… Went geldi aklına… Ve elbette Eve. Ne yapacaktı? Aptal bir kurt yüzünden dostunu mu öldürecekti? Ve Went’le karşı karşıya gelmeye deymezdi Allen! Zoraki döndü arkasını genç cadı. Neden buraya geldiğini hatırlamaya zorladı beynini. Gördüklerinin etkisinden sıyrılamamıştı hala. Kıskançlığın sapladığı kalbi acıyla titriyordu. Claire’ın hiç hoşuna gitmemişti bu his. Koşar adım uzaklaşmaya başladı çaresizce. Burada kalmaya devam ederse, elinden bir kaza çıkacaktı şüphesiz. “ Claire! “ Kulağına çalına gür sesle olduğu yere çivilendi genç cadı. Başını hışımla çevirip sesin kaynağını aramaya başlamıştı. Bakışlarının takıldığı siluetle, neden ormana geldiğini hatırlamıştı. Gerry abisine ulaşamadığı için Claire’dan yardım istemişti. Went’e ulaştırılması gereken bir bilgi… Birkaç saniye duraksayıp kendini toparlamaya çalıştı genç cadı. Genç adama doğru yürümeye başlamıştı. Şuanda ne Went nede bilgi umurunda bile değildi ki! Tek düşündüğü şey aptal kurdun Eve’i öpüşüydü. Düşünceleriyle boğuşurken burun buruna geldiği adama ifadesizce bakmaya başlamıştı. Hissizce ve düşünmeden bir nefes kadar yakınanı sokuldu Gerry’nin. Genç adam anlamaya çalışırcasına Claire’ı izliyordu. Aklındakileri silmek, bastırmak istercesine dudaklarını araladı ve aralarındaki ufacık mesafeyi kapatıp, genç adamı sertçe öptü. Neden bunu yaptığını bilmiyor ve umursamıyordu da. Bir süre sonra usulca geri çekti bedenini. Sanki biraz önce yaptığı şey hiç olmamışçasına soğuk bir tınıyla konuşmaya başladı. “ Neden geldin Gerry? “ Öfkesi hala bedenini esir alırken, usulca cevabını beklemeye başladı…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://hcbo.roleplaylife.net/lejant-f6/claire-trisha-bullock-t15
Gerry Swart
Ölüm Yiyen
Ölüm Yiyen
Gerry Swart


Mesaj Sayısı : 6
Kayıt tarihi : 10/09/09

Rp Puanı
Rp Puanı:
Gönülsüzce... Left_bar_bleue100/100Gönülsüzce... Empty_bar_bleue  (100/100)

Gönülsüzce... Empty
MesajKonu: Geri: Gönülsüzce...   Gönülsüzce... I_icon_minitimePerş. Eyl. 10, 2009 11:47 am

Son zamanlarda ortalarda dolaşmam iyice tekinsiz hale gelmişti. Pis, iğrenç bir kanı bozuk yüzünden ölüm yiyen kimliğim ifşa olmuş, bakanlık tarafından bir numaralı aranan olarak kırmızı bültende aranıyordum. Her nereye gitsem seherbazlar çok geçmeden orada bitiyor, peşimi bırakmıyorlardı. Kaçmak ve etraftan haber almak iyice zorlaşmıştı benim için. Bakanlık gibi birkaç ölüm yiyende bana düşman olmuştu. Ama aldığım bir haber beni tekrar eski günlerime, gözde olduğum günlere, geri götürecekti. Haber Karanlık Lord ve diğer ölüm yiyenler için hayati nitelik taşıyordu ve bu da benim için çok iyi bir şeydi. yi bir sorgulamanın ardından almayı başardığım bu haberi Karanlık Lord'a bir şekilde hemen iletmem lazımdı ama bunu nasıl başaracağım büyük bir problemdi. Lord'a direk ulaşmam mümkün değildi, bir aracı bulmam şarttı ve bu aracıda Lord'un güvendiği bir adam olmalıydı. Aklıma direk Wentworth ve ekibi geldi. Geldi, ama ona ulaşmakta en az Lord'a ulaşmak kadar güçtü. Ayrıca bu her ikimiz için de büyük bir tehlikeydi; ad ifşa olmuş aranan bir ölüm yiyen olarak elimi koluma sallayarak Hogwarts'a giremediğim gibi Wentwort'le de açıkca bir görüşme yapamazdım.

Ne kadar zor olsa da başka çare olmadığı için Wentwort'le iletişim kurma umuduyla Hogwarts arazisine girdim. Bu beni biraz zorlasa da başaramayacağım bir şey değildi. Sonuçta birkaç yıl öncesine kadar bende bu okulda okuyordum ve geçitler konusunda da hayli bir bilgim vardı. Araziye sızdığımda kendimi Yasak Orman'a atarak orada saklanmaya karar verdim. Burada fazla duramazdım; her an birileri beni görebilirdi. Bu yğzden işimi çabuk halletmek için Wentworth' e haber yollamaya karar vererek bir parşömen parçasına kendi yarattığım tüy kalemle öğrendiğim haberleri yazdıktan sonra bunu Went' e vermesi için kardeşi olan Claire'a patronusumla haber yolladım. "Acil senle görüşmeyelim. Yasak Orman'dayım, hemen buraya gel." demiştim yolladığım patronusta. Biraz gergindim, o yüzden sık ağaçların arasında volta atarak stres atmaya çalışıyor, bir yandan da olacakları düşünüyordum.

Yaklaşık on dakika sonra Claire'ın olduğunu bildiğim bir silueti ağaçların arasında görünce "Claire." diye seslendim olabildiğince kısık bir sesle. Beni duyup bana doğru yönelmiş ve dibime kadar gelene kadar hiç durmadan sert adımlarla yürümye devam etmişti. Yanıma geldiğinde duracağını sanıyordum, oysa o durmamış iyice dibime girip beni öpmüştü. Neydi şimdi bu, bir oyun mu? Şaşkın bir şekilde ona bakıyor ne olduğunu anlamaya çalışıyordum ki konuşmaya başlayarak
“ Neden geldin Gerry? “ dedi soğuk ve sert bir ses tonuyla. Yüzümdeki şaşkın ifadeyi yok ederek Fazla uzatmadan konuya girdim. "Senin bu karşılamayı yapman için gelmedim elbette." dedim aynı derece soğuk ve sert bir tınıyla. Fazla beklemeden lafıma devam ederek "Büyük ve gerçekten önemli bir haber var Claire. Gerçekten önemli; hem Lord için, hem bizim için... Bunun Went' e ulaşması ve ondanda Lord'a ulaşması gerek. Bunu Went'e iletmeni istiyorum." dedim ciddi bir şekilde. "Kendim birinci elden vermek isterdim, ama, doğrusu şu ki şu sıralar pek ortada görünmesem daha iyi." diyerek devam ettim ve elimdeki parşömeni Claire'a verdim. Claire Parşömeni alır almaz hemen "Daha sonra görüşürüz." dedim burun bükerek ve arkamı dönüp ormanın derinliklerine doğru yol almaya başlayacakken aklıma bir şey gelerek geri döndüm ve Claire'ın dibine girip "He, bu arada.." dedim ve ateşli bir şekilde onu dudaklarından öptüm. Kısa bir süre sonra kendimi çekerek ".. bu daha iyiydi." dedim ve arkamı dönüp oradan uzaklaşmaya başladım. Ardıma bakmadan ormanın derinliklerine daldım ve geldiğim geçitten geri çıkarak Hogwarts arazisinden tamamen ayrıldım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Allen Jacques Harth
Kurtadam
Kurtadam
Allen Jacques Harth


Mesaj Sayısı : 154
Kayıt tarihi : 31/08/09

Rp Puanı
Rp Puanı:
Gönülsüzce... Left_bar_bleue87/100Gönülsüzce... Empty_bar_bleue  (87/100)

Gönülsüzce... Empty
MesajKonu: Geri: Gönülsüzce...   Gönülsüzce... I_icon_minitimePerş. Eyl. 10, 2009 2:12 pm

Körcesine, sadece kokusunu takip ederek Claire'i izleyen Allen, birden gür bir ses duyunca olduğu yerde bir heykel gibi hareketsiz bir biçimde kaldı. Claire de birkaç adım sonra durmuştu, ama o sırada kokusuna başka birinin kokusu karışmaya başladı. İyice meraklanan ve içine bir şüphe düşen genç kurt, bir kedi gibi sessiz davranarak Claire'i ve yeni kişiyi görebilmek için biraz daha ileriye doğru yürüdü. Onu görmeyi başarabildiği anda karşılaştığı manzara, bir anda kendini kaybetmesini engellemek için kendini bir ağacın arkasına atmasıyla sonuçlandı. Claire bir adamla öpüşüyordu - hem de daha önceden gördüğü sülük değildi bu herif! Sevdiğini söylediği, bakanın aptal asistanı değildi. Nefesini zorla düzene almaya çalışan genç kurt yumruklarını sıkarak titremesini biraz önlemeye çalıştı ve bu herifin kim olduğunu görebilmek için başını hafifçe ağacın yanından uzattı. Kahretsin, bu adamı tanıyordu! Baskınlardan birinde karşılaşmışlardı, potansiyeli olan, ama fazlasıyla dikkatsiz bir ölüm yiyendi. Allen neredeyse bu olayın gülünçlüğüne kahkaha atacaktı, ama yerini, hatta onları izlediğini belli etmek istemiyordu. Ayrıca başka bir şey daha fark etmişti, Claire bu adama yakın davranmıyordu. Sadece öpüşmüşlerdi, gerisi soğuk bir konuşma şeklindeydi. Ağacın kalın kabuğunu bir eliyle kavradı ve sıktı, kocaman bir parça elinde kalmıştı. O zaman Claire'in, Ale diye bahsettiği kımıl zararlısına bir şey hissettiği falan yoktu. Zor kızı oynamaya çalışıyordu ve Allen'la en iyi arkadaşını yan yana görünce, tıpkı Allen'ın istediği gibi onu kıskanmıştı. Şimdi de kurtadamın oyununu kendisine karşı oynuyordu. Allen cayır cayır yanan gözlerini kıstı. Sırf bu aptalın oyununa ayak uydurduğu için bile Gerry denen 'sözde' ölüm yiyeni parçalarına ayırabilirdi, ama açık söylemek gerekirse... Claire'in oyunu hoşuna da gitmişti.

İkili bir süre daha konuştuktan sonra Gerry alandan ayrılmak üzere hareketlendi. Ne konuştuklarını duyamamıştı bile, kendini tutmakla meşgul olduğu için. Tam ağacın arkasından çıkacakken, aptal adamın dönüp tekrar Claire'i öptüğünü gördü, hem de oldukça ateşli bir şekilde. Ağzından biraz yüksek sesli bir hırıltı çıktı ve kendini olduğu yere sabitleyebilmek için geride kalan bütün irade gücünü kullanması gerekti. Adam tam da Allen'ın arkasında durduğu ağacın yanından geçerken genç kurt orada olduğunu fark etmesin diye kendini ağacın gövdesine iyice yapıştırdı ve onun üzerine atlamamak için kendini çok zor tuttu. Ama bu çok gereksiz bir hareketti şimdi. Nasılsa Ger-i denen sülüğü kara listesine almıştı. Onun pis kokusunun uzaklaşmasını beklerken kısa bir süreliğine nefesini tuttu. Gittiğinden tam anlamıyla emin olduktan sonra ağacın arkasından çıktı ve Claire'in küçük silüetinin, ormandan çıkan yolda ilerlemeye başladığını gördü. Kızın dikkatini çekebilmek için ellerini birbirine çarpmaya başladı. Ani ses Claire'in ona dönmesi için yeterli olmuştu. Gözlerini büyüten Allen, boğuk sesine mümkün olabildiğince soğuk bir alaycılık vererek 'Bütün alkışlar senin için, sevgili Claire.' dedi. Sonra üst dudağı, alaycı bir gülümsemeyle kıvrıldı. 'Aşık oldum Went... Ale'yi kabul etmek zorunda kalacaksınız.' Söyleyeceklerinin anlamını vurgulamak için kızın sözlerini tekrar onun yüzüne vurmuştu. Aralarındaki mesafeyi bir anda kapatarak qia'nın önüne geldi ve biraz ona doğru eğildi. 'Çok iyi bir oyuncuymuşsunuz, bayan Bullock.' diye tısladı onun yüzüne karşı.


En son Allen Jacques Harth tarafından Cuma Eyl. 11, 2009 1:50 am tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Claire Trisha Bullock
Seherbaz
Seherbaz
Claire Trisha Bullock


Mesaj Sayısı : 288
Lakap : ' qia '
Kayıt tarihi : 28/08/09

Rp Puanı
Rp Puanı:
Gönülsüzce... Left_bar_bleue100/100Gönülsüzce... Empty_bar_bleue  (100/100)

Gönülsüzce... Empty
MesajKonu: Geri: Gönülsüzce...   Gönülsüzce... I_icon_minitimePerş. Eyl. 10, 2009 5:47 pm

Claire genç adamı dinliyor ama hiçbir şey anlayamıyordu. Dikkatini toparlamak için duraksadı bir süre. Tek kaşını kaldırıp odaklandı ve dinlemeye başladı. Lord mu? Önemli bir bilgi mi? Zaten karışık olan aklı iyiden iyiye birbirine girmişti. Elini tutuşturulan kağıda baktı meraklı gözlerle? Ne olabilirdi ki? Gerry’i buraya getirecek kadar önemli olan neydi acaba? Uzaklaşmaya başlayan adamı unutmuş öylece dikiliyordu ki Gerry geri dönüp genç cadıyı tutkuyla öpmüştü. “ Bu daha iyiydi... “ Başka bir zaman olsa cevap verebilir hatta oynayabilirdi ama şuanda istediği tek şey bu lanet ormandan uzaklaşmaktı. Adımlarını hızlandırırken elindeki kağıdı cüppesinin cebine tıkıştırdı. Kulağına çalınan ritimli bir sesle aniden arkasını döndü genç cadı. Allen! Soğuk ama alaycı bir sesle “ Bütün alkışlar senin için sevgili Claire. Aşık oldum Went… Ale’i kabul etmek zorunda kalacaksınız. “ genç adam bunları söylerken eğleniyormuş gibiydi. Claire Ale’in adını duyunca öfkeden deliye döndü. Ne cüretle bunları söylerdi bu aptal! Kan beynine hücum etmişti Allen’ın üstüne doğru yürümeye başladığında. Çehresine yapışan öfke git gide belirginleşiyor ve korkutucu bir görünüm oluşturmaya başlıyordu. Lord’u unutmuştu artık. Genç adama o kadar kızgındı ki! Ale hakkında konuştu, Eve’i öpmüştü ve şimdi de karşısına çıkıp dalga geçer gibi konuşuyordu. Ama genç cadının asıl kızdığı şey Allen’ı kıskanmış olma ihtimaliydi. “ Çok iyi bir oyuncuymuşsunuz bayan Bullock. “ Hışımla kaldırdığı elini genç adamın yanağına çarptı Claire. Gözlerinden alevler fışkırarak konuşmaya başladı. “ Lanet olsun Allen! Sen Ale hakkında konuşmaya nasıl cüret edersin! Kendini olduğundan büyük görme aptal! Gözümde bir bulanıktan farksızsın! “ Nefes nefese kalmıştı genç cadı. Neye daha çok kızdığını anlamıyordu ama şuanda tek istediği şey aptal kurdu parçalara ayırmaktı. “ O ufacık beynini beni çözmek için harcamaktan vazgeç Allen! Değersiz fikirlerini toparla ve defol git hayatımdan! Ve eğer bir daha Ale’in adını ağzına almaya cüret edersen seni parçalara ayırıp bakanlığın önüne atarım! “ Allen’la burun buruna gelecek yanaştı genç cadı. Kendisini kontrol etmek gibi bir derdi yada çabası yoktu artık. Bakışları alabildiğine tehditvariydi. Hırlayarak konuşmaya başladı. “ Ve küçük aşk oyunların için adam gibi bir yer bul kendine! Midemi bulandırıyorsun ahmak! “Tükürürcesine tamamlamıştı sözlerini genç cadı. Kurt adama sağlam bir tokat daha patlattı kendini tutamayıp. “ BİR DAHA SAKIN KARŞIMA ÇIKMA PİSLİK! ÇÜNKÜ ÇIKARSAN BU YAPACAĞIN SON ŞEY OLACAK! “ Hışımla arkasını dönüp uzaklaşmaya başladı genç cadı. Baştan beri hataydı zaten bu aptalla konuşması! Eve’yi kullanıyordu! Allen’dan fazlası beklenemezdi zaten! Claire’ın canını yakmak için dostunu kullanıyordu. Elbette genç cadı sadece bu yüzden kızgındı genç adama. Bir de Ale hakkında konuştuğu için. Başka bir sebebi yoktu… Kendini ikna etmek istercesine duyulur duyulmaz bir sesle mırıldandı genç cadı. “ Başka bir sebebi olmamalı! “
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://hcbo.roleplaylife.net/lejant-f6/claire-trisha-bullock-t15
Allen Jacques Harth
Kurtadam
Kurtadam
Allen Jacques Harth


Mesaj Sayısı : 154
Kayıt tarihi : 31/08/09

Rp Puanı
Rp Puanı:
Gönülsüzce... Left_bar_bleue87/100Gönülsüzce... Empty_bar_bleue  (87/100)

Gönülsüzce... Empty
MesajKonu: Geri: Gönülsüzce...   Gönülsüzce... I_icon_minitimeCuma Eyl. 11, 2009 6:17 am

Claire tokat attığında canı yanmamıştı tabii ki, kızın eli bu iş için fazlasıyla hafifti. Ancak yine de Allen'ı deli gibi bir öfke sarmıştı. Claire'i anladığını düşünmüştü - ama tuzaklar kuruyordu bu aptal ona. Sinirle dişlerini gıcırdatarak konuştu. 'Bir daha bunu yapmayı aklından geçirme.' Bunun Claire'i durduramayacağının farkındaydı, nitekim hırsını alamayan genç cadı, zehir gibi sözlerine devam ederken daha da öfkelenmiş gibi görünüyordu. 'O ufacık beynini beni çözmek için harcamaktan vazgeç Allen! Değersiz fikirlerini toparla ve defol git hayatımdan! Ve eğer bir daha Ale’in adını ağzına almaya cüret edersen seni parçalara ayırıp bakanlığın önüne atarım!' Allen, Claire'in söylediklerine bu sefer kahkahayla gülmeye başladı. Kalın ve kaba sesi ormanda olabildiğince yankılandı, yakındaki ağaçların üzerinde duran kuşlardan bir kaçı havalandı. Kızın o kadar gözü dönmüştü ki söylediklerinin farkında bile değildi. Hem arkada yatan anlam tam da Allen'ın beklediği gibiydi - onu kıskandığını kabullenmek istemiyordu. Nitekim biraz sonra bağırarak söyledikleri de onun bu düşüncelerini kanıtlar nitelikteydi. 'BİR DAHA SAKIN KARŞIMA ÇIKMA PİSLİK! ÇÜNKÜ ÇIKARSAN BU YAPACAĞIN SON ŞEY OLACAK!'

Onun için hangisi daha sinirlendirici olmuştu bilmiyordu, onun avaz avaz sarf ettiği bu laflar mı, yoksa suratına çarptığı ikinci bir tokat mı. Ama bir anda her şey kontrolünden çıkmıştı, gözleri karardı, neredeyse dönüşüm geçirecek kadar gözü dönmüştü. Arkasını dönüp gitmeye başlamış kızla aralarındaki mesafeyi hemen kapattı ve onu sertçe kolundan çekerek kendisine döndürdü. Kızın öfkeli yüzünün ona döndüğünü görmesiyle havada keskin bir şak sesinin çıkması bir oldu. Elinin tersiyle onun yanağında patlattığı tokat, kızın yana doğru uçup gitmesine yol açmıştı. Genç kurt sinirden titreyen elini indirdi ve yavaşça onun arkasından gitti, böylece ona ayağa kalkıp kendisine dik dik bakacak zamanı vermişti. 'Bir daha yapmamanı söylemiştim,' dedi, öfkesi o kadar büyüktü ki sesi fısıltı halinde çıkıyordu. Devam ederken gözleri şeytani bir zevkle biraz büyüdü ve sesine, tepeden tırnağa alay kokan bir tını yerleşti. 'Peki sen neden o ölüm yiyeni öptün Claire? Bir duygu hissetmeden hem de? Dur tahmin edeyim... Ale'ye kavuşamadan önce yeni oyuncağın da o olacak herhalde.' Asasına davranmaya çalışan kızın 'Seni pislik!' diye haykırdığını duydu. Buna izin vermemek için hızlı bir biçimde kızın yanına geldi ve bir eliyle onun asasına uzandığı kolunu, bir eliyle de boynunu kavradı sıkı sıkı. 'Neden tam gözünün önünde duran gerçekleri görmekten bu kadar korkuyorsun?' Ve öfkesinin tutkuya dönüştüğü o noktada, alev alev yanan dudaklarını büyük bir istekle Claire'in dudaklarına değdirerek hırsla onu öpmeye başladı.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Claire Trisha Bullock
Seherbaz
Seherbaz
Claire Trisha Bullock


Mesaj Sayısı : 288
Lakap : ' qia '
Kayıt tarihi : 28/08/09

Rp Puanı
Rp Puanı:
Gönülsüzce... Left_bar_bleue100/100Gönülsüzce... Empty_bar_bleue  (100/100)

Gönülsüzce... Empty
MesajKonu: Geri: Gönülsüzce...   Gönülsüzce... I_icon_minitimeCuma Eyl. 11, 2009 10:21 pm

" Bir daha yapmamanı söylemiştim. "

Claire genç adamın attığı tokatla yana savruldu ama toparlanması kolay olmuştu. Normal bir zamanda Allen'ın bu kadar sinirlendirmek, genç cadıyı sadece eğlendirirdi ama şuan, sadece öldürmeye yönelik hazzını körüklüyordu yapılan her hareket. Şu son bir ayda neler olmuştu böyle? Rol yapması gerektiği yetmiyormuş gibi bir de bu olanlar! Went'de cabasıydı üstelik. Genç cadının burun delikleri titriyordu artık. Ama Allen tüm bu olanlardan zevk aldığını ortaya seren alaycı ses tonuyla konuşmaya başlamıştı bile. " Peki sen neden o ölüm yiyeni öptün Claire? Bir duygu hissetmeden hem de? Dur tahmin edeyim... Ale'ye kavuşamadan önce yeni oyuncağın da o olacak herhalde. " Öfkesini hissedebiliyordu genç cadı. Umursayacağı son şey Allen'ın hisleriydi, bu sözleri duyduktan sonra. Ale... Nefesi kesilmişti Claire'ın. Kalbine daha önce hiç dokunmayan pişmanlık, şimdi ruhunu titretiyordu. Kontrolden çıktığını hissediyor ama durdurmaya çalışmıyordu kendini. Hırlayarak konuştu. " Seni pislik! " Asasını kavramak için uzattığı eli, Allen'ın hamlesiyle durdurulmuştu. Burun buruna geldiği adama tiksintiyle bakmakla yetinmişti Claire sadece. " Neden tam gözünün önünde duran gerçekleri görmekten bu kadar korkuyorsun? " Genç cadı daha cevap bile veremeden Allen'ın hamlesiyle birleşen dudaklarını geri çekmeye çalıştı ama aptal kurt boynunu o kadar sıkı kavramıştı ki, kımıldayamıyordu bile! Sadece bir kaç saniye karşılık verdikten sonra hırsla ısırdı genç adamın dudaklarını. Kendini onun kollarından kurtardığı gibi öfkesini sesinin tınısına karıştırıp tıslamaya başladı. " Anlamıyorsun değil mi? Tuktu, eğlence! Bundan fazlası değilsin sen Allen. Saplantılı bir kurt adam! Güldürme beni Tanrı aşkına! " Soğuk ve tiz bir kahkaha attı ve iyice sokulduğu adamla göz göze kalmaya özen göstererek konuşmaya devam etmek için araladı dudaklarını. Genç cadı kendini bile şaşırtan hamlesiyle, tüm öfkesini tutkunun kollarına bırakmıştı. Biraz önce parçalara ayırmak istediği adamı, şimdi büyük bir tutkuyla öpüyordu. Bedenini kavrayan genç adamın kollarındayken hislerine kulak kesildi ; öfkesi, pişmanlığı, tutkusu. Şimdi hangisiydi ruhuna işleyen, bilmeden sadece o anı yaşamak istiyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://hcbo.roleplaylife.net/lejant-f6/claire-trisha-bullock-t15
Allen Jacques Harth
Kurtadam
Kurtadam
Allen Jacques Harth


Mesaj Sayısı : 154
Kayıt tarihi : 31/08/09

Rp Puanı
Rp Puanı:
Gönülsüzce... Left_bar_bleue87/100Gönülsüzce... Empty_bar_bleue  (87/100)

Gönülsüzce... Empty
MesajKonu: Geri: Gönülsüzce...   Gönülsüzce... I_icon_minitimeCuma Eyl. 11, 2009 11:23 pm

Allen bu sefer sakin kalmayı başarabilmişti, hem de aptal cadının tekrar dudaklarını kanatmasına rağmen. 'Anlamıyorsun değil mi? Tuktu, eğlence! Bundan fazlası değilsin sen Allen. Saplantılı bir kurt adam! Güldürme beni Tanrı aşkına!' Dudaklarındaki kanın bir kısmını yalayan, bir kısmını ise koluna silen Allen, kızdan beklediği tepkiye önceden hazırladığı cevabı verdi. 'Ve bu da senin hoşuna gidiyor, değil mi? Kurtun sana bu derecede saplantı yapması ve peşinden ayrılmaması hoşuna gidiyor, qia. Bunu sen bile inkar edemezsin.' Kızın dudakları, bir şey söylemek istermişçesine aralandı, ve kurtadam kendini başka bir öfke nöbetine hazırlamaya çalıştı sessizce. Şansını her adımda biraz daha fazla zorluyordu, ve artık daha ne kadar ileri gidebileceğini bilmeden, başka hiçbir yere cisimlenemeyeceği bu ormanda, oyunlarına sürekli kandığı ve bir türlü vazgeçemediği bu kızın ona hakaret etmesini bekliyordu. Nerede kalmıştı içindeki kötücül karakter? Kızı bir hamlede parçalayabilecekken ve bunun için yeterli sebebi de varken, kan tutkusu nerelere kaybolmuştu? O bu düşüncelere takılmışken Claire ondan beklemediği bir şey yaptı ve tekrar Allen'ı öpmeye başladı. Tepkisi otomatikti, hemen karşılık verdi kıza, büyük bir tutku ve hevesle. Sanki her şey durmuştu, yaşamak için ihtiyaç duyduğu nefesi bile bu kızdan alıyordu. Ona daha sıkıca sarıldı ve arzularının mantığının önüne geçmesine izin verirken birlikte yere uzandılar yavaşça. Ama şu anda aklındaki bu değildi. Bu dürtünün nerden geldiğini bilmiyordu, qia'nın vereceği cevaptan emin değildi, hatta yine tersleneceğinden daha çok emindi. Ama elini kızın yanağına götürüp nazikçe okşadığında sözcükler ağzından otomatikman çıkmıştı. 'Evlen benimle,' dedi yumuşak, nerdeyse duyulmayacak bir fısıltıyla. İçinde bir parça, kurt tarafını bu kadar yumuşatan bu kıza lanet okurken, bir parça hevesle teklifini onaylamasını bekliyordu. Ondan cevap alana kadar hiçbir şey yapmadan sadece kızın gözlerinin içine baktı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Claire Trisha Bullock
Seherbaz
Seherbaz
Claire Trisha Bullock


Mesaj Sayısı : 288
Lakap : ' qia '
Kayıt tarihi : 28/08/09

Rp Puanı
Rp Puanı:
Gönülsüzce... Left_bar_bleue100/100Gönülsüzce... Empty_bar_bleue  (100/100)

Gönülsüzce... Empty
MesajKonu: Geri: Gönülsüzce...   Gönülsüzce... I_icon_minitimeC.tesi Eyl. 12, 2009 5:11 am

Nedenini bilmiyor sadece arzularının kollarına bırakıyordu bedenini genç cadı. Tüm duygularını, doğrularını rüzgara savurmuş Allen'ın kontrolünde yere uzanan bedenine diretmiyordu bile. Normalde bu bir oyun olabilirdi sadece. Ama şuanda tek kaçtığı kalbiydi belki de. Eskisi gibi olamazdı artık. Sevgiyi tatmıştı istemeden. Şimdi dudaklarının ıslattığı siluetle alakasızdı duyguları. Gözlerini usulca yumdu akışına bırakırken her şeyi. Kalbinden ilk kaçışıydı şimdi pişmanlığını körükleyen. Tutunduğu yalana aldırmadan, umursamazca Allen'ın olabilirdi şuanda... Çığlık çığlığa bağıran kalbini duymamazlıktan gelip araladı gözlerini. Genç adamın yanındaydı hala. Ama aslında öyle uzaktı ki ruhu şimdi yaşananlara! Duygularından arınıp, pişmanlığını bastıran bir mimik tek kaşını havaya kaldırıp odaklanmasını sağlamıştı. Allen'ın yanaklarını okşayan eli ve tutkudan fazlasını barındıran bakışları... Claire daha ne olduğunu çözmeye çalışırken, Allen'ın ' yumuşak ' tınıya sahip fısıltısı kulağına çalındı. " Evlen benimle. " Genç cadı gecenin büyüsünü bozan sözlere mi yoksa, genç adamın -ilk kez tanık olduğu- duygusal tavırlarına mı daha çok şaşırdığını bilmiyordu ama duyduklarıyla birlikte yerden hışımla kalkması bir olmuştu. Şaşkınlığın yerini öfkeye bırakan yüz hatları belirginleşirken, hiç tereddüt etmeden konuşmaya başladı genç cadı. Ses tonu alabildiğine soğuk ve acımasızdı. " Yapma Allen, cevap beklemeyi bırak, bu soruyu sormaya cesaret edebilmen bile mantıksız. Sana bunu bir kez söyleyeceğim ve bu aptal konu burada kapanacak! Benim bedenimden fazlası senin olmadı hiçbir zaman. Kalbimi ilk defa Ale'i görünce hissettim ben. Ve senin olamayışını sana mahkum etmeyeceğim. " Açıklama yapmanın yersizliğini fark etti genç cadı. Öfkesi yerini alaycılığa bırakırken pis pis sırıtmaya başladı. " Bu kadar saçmalık yeter Allen. Elbette hayır! Umursamadığım kalbini kırdıysam çok özür dilerim. " Sahteliği gün gibi ortada olan masumiyet yapıştı çehresine genç cadının. Bir kaç saniye sonra gözlerini devirdi anlamadığını belirtircesine. " Kimi kandırıyorum? Aptal bir kurt paramparça oldu diye içim acımayacak. " Umursamaz tavırlarıyla döndü arkasını genç adama. Ale'in yumuşattığı sözcüklerini bastıran benliği şimdi tüm ruhunu esir alıyordu. Yasak ormandan ayrılırken fark ettiği son şeyse, ifadesizliğiydi. Kalbi ne yaparsa yapsın Claire buydu işte... Hiç kimse, ne Allen ne Ale ne de Went, hiç kimse fazlasını beklememeliydi genç cadıdan. Vazgeçmeyeceği tek şey karanlığıydı. Ve aşk bunları düşünürken çok uzaktaydı...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://hcbo.roleplaylife.net/lejant-f6/claire-trisha-bullock-t15
Allen Jacques Harth
Kurtadam
Kurtadam
Allen Jacques Harth


Mesaj Sayısı : 154
Kayıt tarihi : 31/08/09

Rp Puanı
Rp Puanı:
Gönülsüzce... Left_bar_bleue87/100Gönülsüzce... Empty_bar_bleue  (87/100)

Gönülsüzce... Empty
MesajKonu: Geri: Gönülsüzce...   Gönülsüzce... I_icon_minitimePaz Eyl. 13, 2009 7:18 pm

'Bu kadar saçmalık yeter Allen. Elbette hayır! Umursamadığım kalbini kırdıysam çok özür dilerim.' Bu sefer ne olmuştu? Bu lanet olası duruma artık alışması gerekmiyor muydu? Kaç defa daha bu aptal tarafından reddedilecekti? Neden hala inatla denemeye devam ediyordu? Hem de her defasında karşılık olarak sadece tek bir isim alırken... Ale... Kızın arkasından bomboş gözlerle baktı bir süre Allen. Claire haklıydı. Bu 'aptal' konu kapanmayacak mıydı artık? Kapanması gerekmiyor muydu? O değil miydi her gün kendini gerçek benliğinden biraz daha uzaklaştıran bu kıza kin güden? İçindeki vahşi taraf nerde kalmıştı? Bu küçük aptalı, onca tehditten sonra bile, eline gün gibi açık kozlar geçmişken, neden parçalara ayıramıyordu? Bunu yapamamakla da kalmayıp, neden budala bir zavallı gibi, alacağı cevabı bildiği halde, 'evlenme' teklif etmişti? Kendini toparlamaya ihtiyacı vardı. Hem de acilen. Bu kadar oyalanması yetmişti. Hızını kesmiş olan rüzgarın hafif uğultusunu dinlerken gömleğinin açık olan birkaç dümlesini ilikledi. Bu gece bundan öteye de gidememişlerdi. Arzuyla hayal kırıklığı arasında bir yerde tıkanıp kalmıştı, ve bu hiç de sevdiği bir tıkanıklık değildi. Bundan kaçması, hatta kurtulması gerekiyordu. Ormanın derinliklerine doğru, bu sefer cidden avlanmaya giderken, bunu yapabileceğini düşünerek kendi kendine gülümsedi. Sadece birkaç baskına katılıp birkaç kanı bozuğu temizlerdi. Verdiği sözden dolayı aralarında o kımıl zararlısı Ale'nin de olamayacak olması çok kötüydü. Düşüncelerinden sıyrılarak kendini ormanın loş karanlığına bıraktı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Gönülsüzce...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
HCBO Role Play Game :: Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu :: Hogwarts Arazisi :: Yasak Orman-
Buraya geçin: