|
|
| Yine Birlikte... | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Julian Brave Marqués 5. Sınıf Slytherin
Mesaj Sayısı : 282 Lakap : Joule, Jul.., Bry, Kayıt tarihi : 29/08/09
Rp Puanı Rp Puanı: (100/100)
| Konu: Yine Birlikte... C.tesi Eyl. 05, 2009 4:17 am | |
| Yer: Çatlak Kazan
Kişiler: Julian, Winona…
Zaman: Öğle üzeri
Kurgu: İki iyi ama geçimsiz arkadaş okula çok az kala tatili geçirmek için çatlak kazanda buluşurlar… | |
| | | Julian Brave Marqués 5. Sınıf Slytherin
Mesaj Sayısı : 282 Lakap : Joule, Jul.., Bry, Kayıt tarihi : 29/08/09
Rp Puanı Rp Puanı: (100/100)
| Konu: Geri: Yine Birlikte... C.tesi Eyl. 05, 2009 5:15 am | |
| Yazın bu sıcak günlerini daha kolay geçirebilmek için gittiğim tatilden kısa süre önce dönmüş, döner dönmez de Winona’ dan bir mektup almıştım. Mektubu elime aldığımda gülümsemeden edememiştim doğrusu. Pek geçinemesek de beraber takılmak her zaman iyi olmuştu. Geçinemiyorduk ama birbirimizi iyi tanıyor, anlıyor ve dört senedir iyi bir ikili oluşturuyorduk. Geçinmememizin sebebi benim biraz onu gıcık etmem ve onunda bana karşı biraz ters olmasıydı. Hevesle mektubu açıp okumak ve ne yumurtladıysa hemen cevap yazmak için kendi odama koşar adım çıktım. Merakla mektubu açtım; her zamanki gibi bana karşı olan iltifatları bir harikaydı doğrusu. Bana böyle davranması beni pek rahatsız etmediği için takmadım. Mektubu bitirdiğimde beni Londra’ ya çağırıyordu. Biraz durup düşündükten sonra yazın geri kalanı için eğlenceli bir seyahat olabileceğine karar vererek hemen masamın başına oturup önüme parşömen ve tüy kalem alarak yazmaya koyuldum
“Teklifin için sağ ol. Yazın diğer bölümünü senle geçirme fikri durup biraz düşünmeme neden olsa da Londra’ da olmak eğlenceli olabilir. Çatlak Kazan’da görüşürüz. Bu arada yine iltifat kar gördüm seni, hepsi için teşekkür ederim…
Julian….”
Mektubu bitirdiğimde yüzümde kocaman ve sinsi bir gülümseme vardı. “İşte bu kadar.” deyip mektubu katladım ve hemen odanın L kısmının diğer bölümünde olan baykuşumu dışarı çıkarıp kağıdı ağzına vererek “Winona’ya.. Bu arada istersen onu birkaç kere ısırabilirsin… döndüğünde Çatlak Kazan’ da olurum.” dedim ve onu camın kenarına kadar götürüp dışarı saldım. Yüzümdeki sinsi gülümseme Winona’ nın mektubu okuduktan sonraki yüz halini düşündükçe daha da büyüyordu. Onun uzun mektubunu karşı kısacık yazdığım bu mektup onu sinir etmem için yeterli olduğu için fazla laf etmeme gerek yoktu. Bir süre camdan yazın o nemli havasını soluyarak bekledim. Daha sonra Winona’ nın belirttiği günde yani yarın çatlak kazana varmış olmam gerektiğini hatırlayıp dağılmış durumda olan sandğımı toplamak üzere odanın içine geri döndüm…
***
Çatlak Kazan’a sabahın çok erken saatlerinde kalkıp geldiğim için biraz dinlenme ve uyuma gereksinimi duymuştum. Kendime bir oda tutarak eşyalarımı yukarı çıkartıp yerleştirdim. Oda biraz tozlu görünüyordu ama yine de güzeldi. Yeterli derecede eşya vardı ve yatakta temize ve rahata benziyordu. Uykusuzluktan ölmek üzere olan ben daha fazla dayanamayarak üstümdeki kıyafetleri çıkarıp kendimi sırtüstü yatağa attım. Bir süre boş boş tavanı izleyerek durduktan sonra fazla geçmeden yan dönüp battaniyeyi üstüme çekerek uykuya daldım. Fazla uzun sürmeden rüya görmeye başlamıştım. Yalnız bu seferki tuhaf bir rüyaydı; bir kızı görmüştüm rüyamda.
Karanlık bir sokağın ortasında duruyordum ve merakla etrafıma bakıyorum; buraya nasıl geldiğimi bilmiyordum.. Arkadan ayak sesleri duymaya başlayınca hızlı bir hamleyle arkama döndüm. Karanlığın içinden bana biri yaklaşıyordu, yüzü tam olarak görünmüyordu. İyice yaklaştığında artık yüzünü görebiliyordum. Sarışın ve hayli güzeldi. Benim gibi zor beğenen bir erkeği bile kısa sürede baştan çıkaracak bir güzelliği vardı. Sarı uzun saçları beyaz tenli yüzünün iki yanından aşağıya uzanıyordu. Uzun boylu zarif bir vücudu vardı. Şaşkınlık içerisinde onu izlerken o bana iyice yaklaşmış, dibime kadar sokulmuştu. Benimle hemen hemen aynı boydaydı, belki birkaç santim kısa… Beyaz yumuşacık elini kaldırarak yüzümde gezdirdi, bakışları beni kendine çekiyordu. İyice birbirimize yaklaşmıştık. Büyük bir arzu dolmuştu içime, onu öpmek istiyordum. Bakışlarından onunda beni öpmek istediği gayet açıktı. İyice yaklaştım, ta ki burun buruna gelene kadar. O da aynı şekilde bana yaklaşmıştı. Tam birbirimiz öpecekken bir başka ayak sesleri duyuldu. Sert ve ritimli bir şekilde bir çok ayağın çıkardığı bir seslerdi bunlar. Tuhaf bir giyim tarzı olan adamlar birden etrafımızı sarmıştı. Birisi bir anda beni iki kolumdan tutup etkisiz hale getirmişti. Bir diğer karanlık ve yüzü maskeli kişi kızı tutup neredeyse sürükleyerek uzaklaştırıyordu. Çaresiz bir şekilde adamın elinden kurtulmaya çalışıyordum, kızın attığı çığlıklar beni iyice harekete geçiriyordu. Kız bana uzanmaya çalışarak bağırıyor adamdan kurtulmaya çalışıyordu; “Julian, kurtar beni.. Bırak beni pislik.. Julian… Julian…” diye haykırıyordu. Ben çaresiz bir şekilde adamın kolları arasında debelenirken kız ve diğer adam karanlığın içinde kaybolmuşlardı. Kızın sesi hala kulaklarımda çınlıyordu. Uzaklardan bir kez daha bana seslendiğini duydum ve bir aniden gözlerimi açtım. Hepsi rüyaydı...
Gözlerimi açtığımda karşımda bir anda Winona’ nın yüzünü bulmuştum. Yatağın kenarına oturmuş bana sesleniyordu. Aşağıya nerde olduğumu kavrayabilmek için şöyle bir etrafıma baktım ve bakarken üstümün debelenmekten biraz açılmış olduğunu fark ettim. Battaniye karnıma kadar inmişti. Winona’ ya bakarak “Beni bu halde görmek istiyorsan başka yollar denemelisin.” dedim ve güldüm. O bu lafımdan her zaman ki gibi pek memnun olmamıştı. Yatakta doğrularak “Biraz arkanı dönersen üstümü giyineceğim.” dedim biraz onla uğraşmağın iyi olacağını düşünerek “Tabi sen bilirsin…”dedim ve kahkahayı patlattım. Üstümdeki battaniyeyi atarak yataktan kalktım. Üstümde bir tek boxerım vardı. Hemen üstüme bir eşofman geçirip odanın diğer ucunda bulunan tişörtümü almak için o tarafa yürüdüm. Tişörtümü giyerken “Ne zaman geldin?” diye bir soru yönelttim Winona’ ya. Tişörtümü giydim ve tekrar yatağıma oturdum ve onun cevap vermesini bekledim. | |
| | | Winona Lyle Wymfire 4. Sınıf Slytherin
Mesaj Sayısı : 45 Kayıt tarihi : 31/08/09
Rp Puanı Rp Puanı: (95/100)
| Konu: Geri: Yine Birlikte... C.tesi Eyl. 05, 2009 7:00 am | |
| “ Pek pek pek sevdigim Julian…
Senin de bildigin gibi Londra hala sıkıcı ve bunaltıcı. Aslında sen yokken burası neden bu kadar bunaltıcı merak ediyorum, demek ki tek iç karartan sey sen degilmissin. Çok sevdigim Paris’e gitmek istiyorum ama abimi bilirsin beni dibinden ayırmak konusunda pek hassas.
Neyse… Birtanceik dostlarımın da bu sıralar tatilde oldugunu varsayarsak oldukca sıkılıyorum. Düsündüm de söyle biri olsa da dalga geçsem… Iyı bir eglence olurdu. Ayrıca sanırım biraz mazosist oldugumdan birileri tarafından asagılanmaya ihtiyac duyuyorum. Tabi bu kisi de sen oluyorsun. Hem bu sayede sen de yeni dönemde derslerde benden geri kalınca sahip olacagın yüz ifadesi icin çalısmıs olursun.
Cevabını bekliyorum… (adetten olduğu için yazıyorum...)
Seni çok çok çok özleyen dostun… (ah yine adetler...)
Winona Lyle Wymfire ”
Gülümseyerek mektubu katladım ve bordo rujumun izi çıkacak şekilde öptüm. Julian’ın böyle bir şeyi yanlış anlamayacağını biliyordum. Gerçi ben yanlış anlayacak insanlara bile eğlence olsun diye bunu yapabilecek biriydim. Ama biliyordum, O yanlış anlamazdı…
Abimin bana geçen hafta hediye olarak aldığı baykuşumu kafesinden çıkarttım. Gerçekten bana özelmiş gibi duruyordu. Sapsarı tüyleri, turkuaz gözleri, soğuk duruşu… Abimin onu ilk gördüğünde aklına benim gelmiş olmam oldukça normaldi. Şimdi başını okşarken tepkisiz kalışı bile bana benziyordu. Mektubu uzattığımda yakaladı ve bana baktı. “ Julian’a. ” Baykuş küçük ağzından kısa bir ötüş çıkardı ve pencereden dışarı süzüldü.
* Ertesi Öğlen *
Julian’dan aldığım kısa ve sinir bozucu cevabın ardından sabah erkenden kalkıp hazırlandım ve Çatlak Kazan’a doğru yola çıktım. Bu yol yine beni boğmaya yetiyordu. İnsanlar üstüme üstüme geliyorlardı ve bundan nefret ediyordum. Londra’da nadir görülen sıcak havalardan fırsatla herkes sokaklara dökülmüştü. Çoğu değersiz bu insanlarla – ki çoğuna sihirbaz demeye bile utanıyordum – yürümek, çarpışmak, nefes almak… Hepsi benim gibi yalnızlık seven bir bünye için oldukça fazlaydı.
Çatlak Kazan’a girerken içeriden suratıma kaynar sıcaklıkta bir hava hücum etti. Yoğun bir bunaltıcılığa sahip olan havaya aldırmadan içeri girdim ve odalara bakan adama yöneldim. Başka biriyle konuşuyordu ama önemsemeden araya girdim. “Julien Brave Marqués hangi odada?” Adam sevimsiz suratını bana çevirip şöyle bir süzdü. Ardından önünde duran kağıda göz gezdirdi ve bana bakmadan, şişman cüssesinden hiç beklenmeyecek tiz bir sesle cevap geldi. “ 9 numara. ” Bir şey demeden merdivenlere yöneldim ve nefret ettiğim gıcırdayan tahta seslerine yüzümü buruşturarak koridorda ilerledim. Rastgele asılmış bir aynanın önünde durup uzun, sarı saçlarımı elimle düzelttim. Bir anlığına kendimi biraz süslü buldum. Bordo, kısa bir elbise, siyah ayakkabı ve çanta, bordo ruj, bordo ojeler… Birçok kişiye göre sade bile gözüksem bu halimle, normalde dağınık ve makyajsız gezen ben için biraz abartı gibiydi. Yine de önemsemeden Julian’ın odasına bakmaya devam ettim ve biraz ilerdeki 9 numaranın önünde durup kapıyı çalmadan içeri girdim.
Julian hala kalkmamıştı. Biraz terli biçimde, sağa sola dönerek sayıklıyordu. Ne dediğini anlamadım çünkü sadece mırıldanıyordu. Karnına kadar inmiş battaniyesini örtmek için üzerine eğildim ama sonra daha çok terlememesi için vazgeçtim. Yatağın ucuna oturup uyanması için bacağını dürttüm. “Julian… Julian kalk. Hey Julian!”
Nefes nefese uyandı ve çevresine bakındı. Beni görünce gözlerindeki o yüzünde o çok iyi bildiğim ifade belirdi. “Beni bu halde görmek istiyorsan başka yollar denemelisin.” O gülüyor olmasına rağmen ben soğuk ve sevimsiz tavrımı hiç bozmadım. Julian yavaşça yatakta doğruldu ve bana baktı. “ Biraz arkanı dönersen üstümü giyineceğim. ” Biraz durakladı ve devam etti. “ Tabi sen bilirsin… ”Ardından keyifli bir kahkaha patlattı. Bu olay üzerinden onunla dalga geçebilirdim ama bunu sonraya bırakarak başımı camdan dışarı çevirdim. En son gördüğüm halinden hiçbir şey kaybetmeden, hatta biraz daha artan bir insan sayısıyla Diagon Yolu yerinde duruyordu işte. " Ne zaman geldin? ” Soruyla birlikte başımı yatağa oturan Julian’a çevirdim ve sesime alaycı bir ton katarak cevap verdim. “ Birkaç saat oldu. Yatağın ucuna oturdum. Aslında üstünü ben açtım. Gerçi daha açıktı ama sonra korktuğunu düşünerek biraz kapattım. Oturdum ve seni izledim. Çok eğlenceliydi. Bir ara denemelisin. ”Çarpık bir gülümsemeyle kaşımı kaldırdım. Julian bıkkın ve derin bir nefes alıp verdikten sonra yataktan kalktım. “ Sen uyanmadan bir iki dakika önce geldim. ”Sesim ciddi ve soğuktu. Ona inat olsun diye ben de bıkkın ve derin bir nefes alıp verdim. | |
| | | Julian Brave Marqués 5. Sınıf Slytherin
Mesaj Sayısı : 282 Lakap : Joule, Jul.., Bry, Kayıt tarihi : 29/08/09
Rp Puanı Rp Puanı: (100/100)
| Konu: Geri: Yine Birlikte... C.tesi Eyl. 05, 2009 8:32 am | |
| Soruma fazla beklemeden cevap veren Winona'nın sesi de benimki kadar alaylı çıkıyordu.“Birkaç saat oldu. Yatağın ucuna oturdum. Aslında üstünü ben açtım. Gerçi daha açıktı ama sonra korktuğunu düşünerek biraz kapattım. Oturdum ve seni izledim. Çok eğlenceliydi. Bir ara denemelisin.” dedi ve gülümseyip meydan okurcasına tek kaşını havaya kaldırdı. Bir şaka olduğunun farkındaydım ve hiç de hoşuma gitmeyen bir şaka olduğu için umursamaz bir şekilde sadece oflama tarzında bir nefes alıp bıraktım. Benim bu tepkim doğrultusunda konuşarak “Sen uyanmadan bir iki dakika önce geldim.” dedi ve tıpkı benim gibi nefesini alıp bıraktı. Somurtara yüzüne bakıyordum. Hala biraz uykum vardı ve uyandırdığı için ona sinirliydim. Gerçi o rüyayı görürken, daha doğrusu kabus demeli, uyandırması iyi olmuştu. Bir anda rüyam tekrar gözümde canlanmaya başladı; güzel kız uzaklardan, karanlıktan bana yaklaşıyor, birbirimize iyice sokuluyoruz, tam her şey muhteşem derken birileri gelip bütün büyüyü bozuyor ve güzelim rüyayı kabusa çeviriyor.
Bir an dalarak ne yaptığımı farketmeden "Luthién" dedim. Daha sonra kim olduğunu hatırlamanın şevkiyle yüzüme yayılan gülümsemeye engel olamadan başımı Winona' ya çevirdim. "Luthién... Siz iyi anlaşıyordunuz değil mi? Biraz önce rüyamda onu gördüm, çok hoş görünüyordu.." dedim heyecanlı bir ses tonuyla. Luthién'in o hoş görüntüsü hatıralarımda canlanınca bir an gözlerim parlamıştı. İçime bir heyecan dolmuştu, Luthién' le en yakın zamanda bir bağlantı kurmalıydım. Winona'ya bakarak vahşice gülümsedim ve "Bir sevgilisi var mı?" diye sordum. O bir şeyler söylerken ben de ayağı kalktım ve yatağın tam karşısındaki duvarda asılı olan aynanın önüne giderek saçlarımı yapmaya başladım. Büyük ihtimalle dışarı çıkacaktık. Gerçekten giyimine ve süsüne önem veren bir insandım. Her şeyi yaptıktan sonra son olarak kaküllerimi de özenle yana doğru atıp aynadaki yansımama büyük bir zevkle baktım. Tek topuğumun üstünde arkama dönerek hala yatağımda olan Winona' ya bakıp " Sence benim hakkımda ne düşünür? Bu arada dışarı çıkıyor muyuz?" dedim ve zarif bir şekilde kapıyı gösterdim. Biraz dolaşıp kafa dağıtmak bizim için iyi olurdu; hle ki birkaç küçük 'aslan' ıda yakalarsak süper bir gün geçirirdik. Aklımda çok şey vardı, bu sene çok daha değişik bir yıl olacaktı benim için. Okulun açılmasını sabırsızlıkla bekliyordum. Dönüp aynadaki sinsi gülüşlü yansımama baktım. Benim arkamdan odanın içi ve yatağın üzerinde oturan Winona da görünüyordu. Bir an bir şok geçirerek hemen arkama dönüp Hayratla Winona'yı izlemeye koyuldum. Bir süre sonra karşımda duran şeyin tam olarak var olduğuna inanarak "Oooo. Bu ne şıklık, benim için mi bu hazırlık. Hiç zahmet etmeseydin bu kadar canım, diğer türlüde güzeldin sen benim için..." dedim alaylı alaylı sırıtarak "Çok güzel görünüyorsunuz bayan bugün size eşlik etmek benim için ne kadar büyük bir onur." diyerek devam ettim ve hafifçe eğilerek elimi uzattım. Artık çıkmalıydık bu odadan... | |
| | | Winona Lyle Wymfire 4. Sınıf Slytherin
Mesaj Sayısı : 45 Kayıt tarihi : 31/08/09
Rp Puanı Rp Puanı: (95/100)
| Konu: Geri: Yine Birlikte... Ptsi Eyl. 07, 2009 5:15 am | |
| Çatlak Kazan'ın odalarından birinde öylece dururken aklıma evden kaçıp abime sığınmadan önceki zamanlarım geldi. Bir gece boyunca tek başıma... Üçüncü sınıfa giden bir öğrenci için fazla ağır bir gece. Tek başıma ve Çatlak Kazan'daki karanlık bir odada. Bütün ömrünü olağanüstü bir malikanede geçirmiş biri için pek iç açıcı değildi.
Dokunduğum tozlu dolap içimi ürpertirken Julian beni kendime getirdi. " Luthién "Anlamayan suratımla O'na döndüm. Nedenini bilmediğim bir şekilde sırıtıyordu. " Luthién... Siz iyi anlaşıyordunuz değil mi? Biraz önce rüyamda onu gördüm, çok hoş görünüyordu... "Ve evet... Beyimiz yeni bir av yakaladı. Ve yine işi ayarlamak bana düşecek... İşte başlıyoruz... " Bir sevgilisi var mı? "Ben hafifçe sırıtırken Julian yataktan kalktı ve aynanın karşısına geçti. Süslü işte... " Bilmiyorum, yazın hiç görüşemedik. Ama en son tanıdığımda yoktu. Ne oldu, arkadaşına mı ayarlayacaksın? " Basit bir kahkaha attım ama Julian önemsemiş gibi gözükmüyordu. Aynanın karşısında kendine çeki düzen vermeye devam etti. Beni böyle umursamazlıktan gelmesinden nefret ediyordum ama devam ettim. " Bak Julian açıkça söyleyeyim, hiç uğraşamam. " Yine ve yine önemsemedi... Gıcık! O aptal saçlarını son kez düzeltip bana döndü. " Sence benim hakkımda ne düşünür? Bu arada dışarı çıkıyor muyuz? " O bildik nazikliğiyle kağıyı gösterdi. Bir şey söylemeden yataktan kalktım ve son kez odaya göz attım. Kapıya doğru ilerlerken Julian'ın aynadan bana şaşırarak baktığını gördüm. " Oooo. Bu ne şıklık, benim için mi bu hazırlık. Hiç zahmet etmeseydin bu kadar canım, diğer türlüde güzeldin sen benim için... "Dalga geçen, pis sırıtışı suratında belirdi. Julian için süsleneceğim günler, baş seherbazla yatacağım günlerden bile daha uzaktı. O'nun bana yaptığı gibi önemsemez bir tavır takındım. " Çok güzel görünüyorsunuz bayan bugün size eşlik etmek benim için ne kadar büyük bir onur. " Hafifçe eğilip elini uzattı. Gülümsedim ve önünden geçip bunaltıcı odadan çıktım. Ben önden Julian arkamda sessiz adımlarla, gıcırdayan koridoru geçtik ve tahta merdivenlerden inmeye başladım. Yukarı çıkan sevimsiz adam bana her an üstüne atlanacak bir avmışım gibi baktı. Ters bir şekilde bakmama rağmen süzmeye devam etti ve yanımdan geçtikten sonra arkamda duran Julian ile çarpıştıklarını duydum. Ah Tanrı'm! Ben bir şey yapmasam bile se zaten bana bir bela gönderiyorsun ve benden asi olmamamı mı bekliyorsun? Üzgünüm... | |
| | | Julian Brave Marqués 5. Sınıf Slytherin
Mesaj Sayısı : 282 Lakap : Joule, Jul.., Bry, Kayıt tarihi : 29/08/09
Rp Puanı Rp Puanı: (100/100)
| Konu: Geri: Yine Birlikte... Ptsi Eyl. 07, 2009 5:40 am | |
| Eğilip önünde selam durduktan ve elimi uzattıktan sonra tıpkı biraz önce benim onu umarsamadğım gibi o da beni umursamamış, gülerek elimin önünden geçip kapıdan dışarıyı adımını atmıştı. Hep bana gıcık diyor ama kendisinin benden aşağı kalır yanı yoktu. Doğrularak Gözlerimi bayılttım ve arkasından yürümeye başladım. Beni beklemiyordu ve çoktan merdivenlerin oraya varmıştı bile. "Heey! Beni bekleyecek misin?" diye bağırdım, beni umursamayarak yoluna devam ediyordu. Sinirlenerek "Bence beklesen iyi olur, yoksa seni bu halde kurtlar kapabilir ve ben bunun olmasını istemem, her ne kadar sana katlanmak zor olsa da uğraşacak birileri lazım, Öyle değil mi?" dedim. Sinirlendiğine emindim. Bu tavırlarımdan nefret ediyordu, böyle zamanlarda 'sanki sahibimmişsin gibi davranmayı kes aptal' derdi. Yne böyle bir tepki bekleyerek merdivenlerin başında durdum ama o umursamadan yoluna devam ediyordu. O sırada aşağıdan çıkmakta olan bir çocuk tıpkı biraz önce Winona'ya bahsettiğim kurt hesabı ağzının suları akarak Winona'ya bakıyordu. İlk başlarda normaldir deyip geçmek mümkündü, oldukça güzel görünüyordu Winona. Ama gel gör ki Winona'ya bakmaktan önüne doğru düzgün bakamayan bu insan neredeyse kucağıma çıkarak bana çarpmıştı. Buna çarpmak demek yetmezdi doğrusu. Yapılı bir çocuktu ve hemen hemen benli aynı yaşta olmalıydı ama yine de benim yanımda epey kısa kalıyordu. Omuzlarından tutup duvara doğru iterek "Önüne baksana geri zekalı," dedim ağzımdan tükürükler saçacak kadar bağırıyordum. Bu bağırış üzerine Winona' da durarak geri gelmişti. "Kime bakıyorsun sen öyle bacak kadar boyunla, embesil, kaç yaşındasın sen?" diye sordum hışımla. Çocuk korkarak bana bakıyor, boğazına geçirdiğim parmaklarımdan kurtulmaya çalışarak debeleniyordu. Boğazını sıktığım için tuhaf bir sesle "13, 3.Sınıf öğrencisiyim." diye cevap verdi, Yanımda dikilen Winona'ya bakınca erkeksi duyguları kabararak "Nereye baktığımdan sana ne! Bana diyeceğine kendine bak, sen nereye bakıyordun?" diye devam etti sözlerine. Yaptığı yapacağı en büyük hataydı bu. Boynunu iyice sıkarak diğer elimle gerinip gözüne bir tane patlattım. Sinirle kasılan yüzümü yüzüne yaklaştırarak "Şimdi nasıl görüyorsun he?" dedim. Çocuk kıpkırmızı olmuştu nefessizlikten, bunu fakeder farketmez elimi bunun gibi bir malın kanına bulamamak için elimi biraz gevşettim. Bunun peşini bırakmayacaktım. Hiddetle Winona' ya dönerek "Bazen gerçekten söylediklerime kulak asmalısın, böyle çakallarla yüz göz olamyız en azından öyle değil mi?" diye çıkıştım. Onunda söyleyecek bir şeyleri var gibiydi ama ben yüzümü tekrar çocuğa çevirerek "Beyinsiz!" diye inledim. Daha hıncımı alamamıştım doğrusu... | |
| | | Winona Lyle Wymfire 4. Sınıf Slytherin
Mesaj Sayısı : 45 Kayıt tarihi : 31/08/09
Rp Puanı Rp Puanı: (95/100)
| Konu: Geri: Yine Birlikte... Salı Eyl. 08, 2009 9:11 pm | |
| Julian'ın önemseeyerek yoluna devam edeceğini umduğumdan durma zahmetinde bulunmadım ve yürümeye devam ettim. "Önüne baksana geri zekalı." Ve yine yanıldım... Julian çocuğun üstüne yürümüş şiddetle bağırıyordu. Ben bile önemsemezken O'na ne oluyordu ki? "Kime bakıyorsun sen öyle bacak kadar boyunla, embesil, kaç yaşındasın sen?" Çocuk, kalın boynunus armış olan parmaklardan kurtulmaya çalışırken, boğuk bir ses tonuyla yanıtladı. "13, 3.Sınıf öğrencisiyim." Bir kendimizde küçüklerle uğraşmamız eksikti. Bırakması için elimi Julian'ın omzuna koydum ama önemsemedi. Sıkıntıyla iç çektim ve omzunu tekrar hafifçe dürttüm. Aynı anda canına susamış olan salak çocuk Julian'a diklenmeye başladı. "Nereye baktığımdan sana ne! Bana diyeceğine kendine bak, sen nereye bakıyordun?" Julian hızla çocuğun gözüne yumruğu indirirken ben de aynısını O'na yapmak için yanıp tutuşuyordum. Haftalar sonra görüşmüşken ve birbirimizle yeterince kavga ediyorken, bizden küçük bir veletle uğraşmanın hiç sırası değildi. "Şimdi nasıl görüyorsun he?" Nefessizlikten kıpkırmızı kesilmiş olan çocuk çırpınmaya devam ediyordu. Julian çocuğu bıraktı ve sinirle bana döndü. "Bazen gerçekten söylediklerime kulak asmalısın, böyle çakallarla yüz göz olamyız en azından öyle değil mi?" Bu kadarına göz yumacak değildim ama beyefendi beni dinlemek yerine o salakla uğraşmaya devam edince bırakıp merdivenlerden inmeye başladım. Julian de peşimden geliyordu.
Çatlak Kazan'ın salonuna indiğimizde arkamı döndüm ve sert bir şekilde Julian'a baktım. "Sen benim abim, babam veya sevgilim değilsin! Beni korumak sana düşmez! Bir asam, tokat atabilen bir çift elim, tekme atabilen bir çift ayağım ve..." dizimi canını acıtmayacak bir şekilde bacak arasına doğru kaldırdım ve devam ettim. "... bir çift de dizim var." O tam ağzını açacakken arkamı döndüm ve kapıya yöneldim. Tam çıkacakken yanımdaki bir adam beni şöyle bir süzdü. Sinirle elimdeki çantayı sertçe kafasına geçirdim. "Ayrıca bir de çantam!" Kapıyı sertçe vurarak Çatlak Kazan'ı terkettim ve arkama bakmadan öylece yürüdüm. Julian'ın peşimden gelip gelmeyeceğini bilmiyordum ama sırf beni gıcık etmek için bile gelmeyebilirdi. Umurumda değil... O'nsuz da yaşayabilirim. | |
| | | Julian Brave Marqués 5. Sınıf Slytherin
Mesaj Sayısı : 282 Lakap : Joule, Jul.., Bry, Kayıt tarihi : 29/08/09
Rp Puanı Rp Puanı: (100/100)
| Konu: Geri: Yine Birlikte... Perş. Eyl. 10, 2009 3:12 am | |
| Hiçbir şey demeden arkasını dönüp gitmesi beni biraz daha sinirlendirmişti, henüz tam olarak hırsımı alamamıştım. Neyse ki okulda bir yerde görürü kıstırırdım çocuğu. Merdivenlerden aşağı inen Winona' nın arkasından giderek onla beraber barın sahanlığına vardık. Oraya varır varmaz Winona sinirle bana dönerek "Sen benim abim, babam veya sevgilim değilsin! Beni korumak sana düşmez! Bir asam, tokat atabilen bir çift elim, tekme atabilen bir çift ayağım ve..." diyerek dizini iki bacağımın arasına doğru kaldırırken ani bir heyecanla reflekslerim sayesinde dizini tuttum. O sinirle konuşmasına devam ederken bende "Ohh!" diye nefes aldım son anda kurtulmuşluğun verdiği rahatlıkla. Winona "... bir çift de dizim var." diye deam etti sözlerine ve ben tam konuşmama başlarken arkasını dönüp kapıya doğru yöneldi. Bu da yeni bir adetti sanırım; sinirlenince orada öylece bırak, arkanı dön git. Sinirle arkasından bağırarak "İnan bana o söylediğin sıfatlardan birine sahip olsaydım şu an nefes alıyor olmazdı." dedim arkasından bakarak. Tam o kapıyı açarken içeri giren adam ona yiyecekmiş gibi bakınca çantasını adamın kafasına geçirip o da tıpkı benim gibi bağırarak "Ayrıca bir de çantam!" dedi ve kapıyı çarparak kapatıp kendini Diagon Yolu'na attı. Bir an öylece durup bekleyerek kafamı yukarıya çevirip İki elimi dua eder gibi birleştirerek yukarıda olduğunu varsaydığım Tanrı' ya "Anlıyorum, bana ceza veriyorsun bütün o çapkınlıklarım, yaramazlıklarım yüzünden ama daha erkende değil mi? Biraz rahat ver de gençliğimi yaşayayım. Amen." dedim ve sinirle yumruklarımı sıkarak kapıdan çıktım. Winona' ya yetişerek kolumu omzuna attım; bu hareketime sinirleneceğini biliyordum. Daha da sinirlenmesine sağlayacak tek şey ise biraz önce hiçbir şey olmamış gibi davaranarak ona yılışmam olucaktı. O yüzden yüzüme çapkın bir gülüş yerleştirerek "Ee, şimdi ne yapıyoruz..." dedim canlı bir ses tonuyla ve gülümseyerek etrafıma bakındım. Yanımdan geçerken kıkırdayan bir kız grubunu ilgiyle süzerek kendimden memnun bir halde kızlara göz kırptım. | |
| | | | Yine Birlikte... | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|