|
|
| Karanlık İkilem | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Olivia Scarlett Isis 5. Sınıf Ravenclaw
Mesaj Sayısı : 101 Lakap : Oliv Kayıt tarihi : 03/09/09
Rp Puanı Rp Puanı: (92/100)
| Konu: Karanlık İkilem Cuma Eyl. 04, 2009 1:54 am | |
| Hava kararmaya yüz tutmuş ve sanki hayat bir şeyleri saklamayaçalışıyordu. Yatağında doğrulmuş duran Olivia, kafasını tutamayacak kadar ağrı hissediyordu. Sıkıntı ve öfkenin işlediği odasındaki döşemeler bugün her zamankinden daha da solgun görünüyordu. Babasının sesi tüm evi yerinden oynatıyordu. Annesi sadece sessiz gözlerle eşine bakıyor ve neler olduğunu çözmeye çalışıyordu. Bu kavgaların şiddeti arttıkça ailenin kalmış olan son direğide sarsılıyordu. Başını iki elinin arasına almış sıkıca tutan Olivia ne yapması gerektiğini bilmiyordu ama içinde babasına karşı büyük bir kin büyüyordu. Yanlarına giderek ona affedilmez lanetlerden birini uygulamayı o kadar istiyordu ki... Sesler kesilmiş ve öfke nöbeti sonunda yatışmıştı sevmediği babasının. Yerinden kalkarak salona doğru ilerledi. Annesine bakamıyordu, moreli bozuk ve ağlamış yüzü görmek onun aklını kaybetmesine yol açabilirdi. Babasının üzerinde gezdirdiği bakışları, onu rahatsız etmişti. Amacıda buydu zaten, annesini artık yıpratmasını istemiyordu. Aile denen kavramdan oldukça uzaktı onların arasındaki bu ilişki. Babasının yüzüne baktığında ise alnındaki kırışıklık ve sıktığı dişleri ilgisini çekti. Öfkeyle adeta gürleyen sesi Olivia'yı korkudan öldürebilirdi.
"Ne bakıyorsun?! Olivia sana odandan çıkmanı kimse söylemedi öyle değil mi? Anlayış kıtlığın yok di mi?" "Hayır yok! Ama...ama senin bu anneme yaptıkların. Biliyor musun, senden iğreniyorum ben!" "Max, o öyle demek istemedi... Olivia öyle demek istemedin değil mi annecim?" "Bunları nasıl kaldırıyorsun anne? Adam seni... Of!" "SCARLETT! GÖZÜME GÖZÜKME!"
Olivia artık söyleyecek bir şey bulamamıştı, odasına koşarak hızlıca elbisesini giydi. Nereye gidecekti? Aklına ilk gelen yer Üç Süpürge olmuştu. Oraya doğru yola koyuldu...
*** Artık içerdeydi ve elinde bir bardak ateş viskisi vardı. Oturduğu yerden etrafı gözleyerek sinirini çıkarabileceği yerler arıyordu. Birilerinin canını fena yakma arzusu tüm bedenini sardı, iliklerine kadar acıyla kaplandı. Ela gözleri umutsuzca kadehe ve ellerine bakıyordu. Evde kalmaması doğru karardı fakat intikam almaması aptalcaydı, özellikle annesinin yaptığı bu alttan almalar onu çılgına çevirdi. Tanıdık bir yüz ile gözlerindeki arayış durdu. Bu kuzeniydi. Dayısı Oliver'ın, üvey kızı. Kendisi oldukça geçimsiz bir tipti ve belkide hıncını çıkarması için bir açık verebilirdi. Ortam fısıltılar ve kahkahalarla doluydu, Olivia ellerini sıkıca başının etrafında gezdirmeye başladı. Gerildikçe geriliyordu... Kuzenide çok geçmeden onu farketmiş olmalıydı ki gözlerini Olivia'nın üzerinde bencilce bir bakışla gezdirmeye başladı. Bu karanlık aileden her an her şey çıkabilirdi. Alışmak gerekiyordu... Olivia ona bakarak gülümsedi, nasıl bir tepkiydi bu?
En son Olivia Scarlett Isis tarafından Cuma Eyl. 04, 2009 2:54 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | Alegra J. Whisper 5. Sınıf Hufflepuff
Mesaj Sayısı : 18 Kayıt tarihi : 29/08/09
Rp Puanı Rp Puanı: (100/100)
| Konu: Geri: Karanlık İkilem Cuma Eyl. 04, 2009 2:21 am | |
| “ Gereksiz… " diye mırıldanarak gerçek ailesinin yadigarı kolyeyi gözüne çarpan ilk çöp yığınının üzerine fırlattı. Alegra geçmişini hatırlatacak hiçbir şeye görmeye tahammülü olmadığının farkındaydı. Uykusuzluktan şişen gözlerini yumdu ve asla alışamadığı umudu düşünmeye zorladı kendini. Geri dönüyordu. Şimdi odaklanması gereken tek şey buydu. Bir kaç dakika hareketsizce bekledi. Sakinleşmeyi başardığında saatlerdir dikildiği ara sokağı hızlıca terk edip Üç süpürgeye doğru yürümeye başladı. Vücuduna tamamen yapışan siyah,diz üstü bir elbise giymişti. Lacivert kot ceketiyle hoş bir görünümü vardı. Beline kadar uzanan dağınık saçları rüzgarla dans ediyordu. İfadesiz bakışlarıyla sonunda ulaştığı mekanı süzdü. Sessizce içeri girdi Kahkahaların donattığı masalar ve gülümseyen yüzler. Alegra ise yalnızdı her zamanki gibi. Özleyeceği yada dostum diyebileceği kimse de yoktu. " Umurumdaymış gibi..! “ diye geçirdi etrafını süzerken. Sonunda gözleri tanıdık bir siluete çarpıştı. Aptal kuzeni Olivia tam karşısındaydı. Solgun yüzü iyice somurtganlaşan genç cadı bunu gizlemek için hiç çaba harcamıyordu. Etrafta konuşmaktan vazgeçmeyen bir sürü insan vardı. Ve artık gerçekten bunalıyordu. Kuzeninin gülümsemesine soğuk bir ses tonuyla cevap verdi. “ Merhaba. “ İzin almaksızın masaya oturdu genç cadı. Olivia’ya devirdiği bakışları sabitlenmişti ve umursamaz tavırlarla konuşmaya devam etti. “ Özlemediğim yüzünü burada bile görmek ne kadar ‘ güzel ‘ Olivia. Hiç albenisi olmayan öfkenin bunaltıcı kalıntıları çöreklenmiş yüzüne. “ Donuk bakışları şimdi buram buram alaycılık kokuyordu. Belirgin bir sahteliğe tıkıştırdığı masumiyet, sinir bozucu bir tınıya ulaşmıştı. “ Eğer yardımcı olabileceğim bir şey varsa söyle tatlım. Biliyorsun elimden geleni yaparım. “ Pis pis güldü ve aptal olduğunu düşündüğü genç cadının tepkisini beklemeye koyuldu… | |
| | | Olivia Scarlett Isis 5. Sınıf Ravenclaw
Mesaj Sayısı : 101 Lakap : Oliv Kayıt tarihi : 03/09/09
Rp Puanı Rp Puanı: (92/100)
| Konu: Geri: Karanlık İkilem C.tesi Eyl. 05, 2009 2:48 am | |
| Hiç bir buyur etme hareketi almadan, kabaca masaya gelen kuzeni yanına oturdu. Yüzündeki o aşağılayıcı bakış ve ona karşı duyduğu nefret mimiklerine yansıyordu, Olivia ise tüm olanlara karşın ona patlamak istemiyordu. Beyaz yüzünde, mükemmelliğe has noktalar vardı Alegra'nın. Kendini beğenmiş ve küçük dağları ben yarattım havasındaki kimliği Olivia'nın rahatsız olmasına yol açardı her zaman. Her zamanki kibirli sesiyle konuşmaya başlayan Alegra “ Merhaba. “ diyerek, o iç kapatıcı konuşmasına başladı. Gözleri Olivia'yı bir ucubeymişcesine süzerken Olivia sadece ona bakarak gülümsüyordu. Bir kuzen, belkide şuanda onu anlayabilirdi? " Özlemediğim yüzünü burada bile görmek ne kadar ‘ güzel ‘ Olivia. Hiç albenisi olmayan öfkenin bunaltıcı kalıntıları çöreklenmiş yüzüne. “ Bu sözler onun ağzından büyük bir alaycılıkla karışık kinayeli çıkıyordu. Umutlu bakışlarla ona gülümseyen Olivia'nın yüzü bir an için titremiş ve mimikleri hareketlenmeye başlamıştı. Artık gülümsemiyordu, tam aksine yüzünde bir kat daha üzüntü vardı. Evet, işte buradaydı ve her zamanki gibi kuzeni onu üzmeye devam ediyordu. Verilen değer her ne kadar büyük olursa olsun öncelikle karşınızdakinin bu değeri görmesi gerekir. Olivia yaşadığı hayal kırılığıyla beraber gözlerini onun gözlerinden çekerek, umutlu bakışlarını umutsuzca yere indirdi. Sesinin tonu bile içten değildi, öylesine yapmacık biriyle kavga bile ciddi olamazdı. Ancak ona köle olduğunuz taktirde sizi sever o kişi. Yüzünde tekrar kıpırdayan mimiklerle beraber dudaklarından dökülen sözler Olivia'yı oldukça şaşkına çevirdi. “ Eğer yardımcı olabileceğim bir şey varsa söyle tatlım. Biliyorsun elimden geleni yaparım. “ Bu sözler ondan çıkmış olamazdı Oliv'e göre. İçindeki akrabağanın duyguları mı ateşlenmişti yoksa? Yüzündeki gülücükle tekrar ona baktığında, şaka yaptığını anladı. Bozguna uğramıştı, beklentilerin boş çıkmasından nefret eden bir sesle konuşmaya başladı. " Saol Alegra, eminim yaparsın. Bu saate burada ne yapıyorsun? Yoksa dayımla mı atıştın kuzi?..." Sesindeki endişe cümlenin sonuna doğru gitgide artıyordu, başlardaki imalı ton kendini sevgiye ve endişeye bırakırken yüzündeki ifadede telaşlı bir hal alıyordu. Dayısı, kızını severdi. Böyle bir şey olacağını düşünmemeliydi ama söz konusu kişi kuzeni olunca gizliden gizliye beslediği insan sevgisi direk onu ele geçiriyordu. Sonuçta onun bir parçasıydı Alegra ve ona bir şey olmasını istemezdi. Bu inatçı kızda her ne kadar kibirli dursada Olivia'nın ölmesini isteyeceğini düşünmüyordu ve belkide Oliv'le uğraşmak ona keyif veriyordu. Evet, öyleydi. Bunu anlamamak için aptal olmak gerekirdi. Ona saçmalamamasını ifade eden bakışlar doğrulduğunda sersemliğini üzerinden atması gerektiğini farketti. " Seni özlemişim kuzi. Ne zamandır bu kadar soğuklaştın sen? " Cümleye sevgiyle başlayıp soğukça bitiriyordu. Sol kaşı havaya kalkmış bir biçimde ona bakıyordu ve önünde duran ateş viskisinden bir yudum aldı. Bu viski gitgide güzelleşiyor muydu, yoksa Olivia gereğinden fazla mı içiyordu? Daha yeni başlamıştı ve bu sebeple fazla kaçırmış olamazdı. Kuzeniyle dertleşmek istiyordu ama korkuyordu da dalga geçilmekten, içinde saklayacaktı. En iyisi buydu ona göre. Biraz yüksek bir sesle mırıldandı, sesini kuzeni duyabiliyordu. " Aslında dertleşecek biri iyi olabilirdi..." | |
| | | Alegra J. Whisper 5. Sınıf Hufflepuff
Mesaj Sayısı : 18 Kayıt tarihi : 29/08/09
Rp Puanı Rp Puanı: (100/100)
| Konu: Geri: Karanlık İkilem C.tesi Eyl. 05, 2009 3:44 am | |
| Bu kızın aptal gibi davranması Alegra'yı çileden çıkartıyordu. Samimiyet mi? Bu aptal kızla mı? Saçmalıktı bu masaya oturması bile. Yüzüne yerleşen aşağılayıcı ifadeyi belirginleştirip tıslayarak konuşmaya başladı. " Bulanık gibi davranmayı kes aptal. Midemi bulandırıyorsun! " Bir süre durduktan sonra tek kaşını kaldırıp konuşmaya başladı. Kırıcı olmak için olağan bir çabası yoktu gerçi. Ama kelimeleri özenle seçilmiş gibi tiksinti doluydu. " Çok zayıfsın kuzen. Duygularını aptal gibi dışa vuruyorsun. O ufacık beynini boşa heba etmekten vazgeç artık. Yüzündeki mide bulandırıcı muhtaçlığı yok et ve soyuna yakıştığı gibi davran! Kanı bozuk gibi değil! " Oliver'dan hiç bir zaman haz almadığı gibi onunla bağı olan kimseyi de sevememişti. Eğer annesi hala hayatta olsaydı bunların hiç birine katlanmak zorunda kalmayacaktı. Muggle düşkünü ahmak babası her şeyi mahvetmeseydi eğer... Nefret ettiğiydi şimdi yaşanılanlar. Ama bunlar genç cadının suçu değildi ki! Kıymetlisi alınmıştı avuçları arasından. İyilik denmişti, hayatını mahveden acısını avutmak için söylenen yalana. İyilikmiş! Nasıl bir saçmalıktı bu? Engelleyemediği kayıplara uydurulan kılıf ne kadar da zayıftı. Tek yaptıkları biraz daha körüklemekti nefreti. Asla unutmayacaktı bunların hiçbirini şüphesiz. Ama şuanda düşünmesi gereken şey bunlar değildi. Kahkaha seslerinin yayıldığı mekanda gezdirdi bakışlarını. Onca insana rağmen yapayalnızdı genç cadı. Ve şaşırdığı nokta ise bundan hiç bir şikayeti olmayışıydı. O aptalların kahkahalarına özenmek bir yana, kulak tırmaladıkları için canlarını yakmayı istiyordu. " Saçmalık! " Diye hırladı biraz yüksek bir sesle. Ve o sırada yanında oturduğu kuzenini fark etti. Kızın üzgün yüz hatlarına devirdi bakışlarını. Hiç umursamadığı halde, sırf can sıkıntısından sormaya karar verdi. " Şimdi biraz kendine gel ve o sümsük ifadeni silip dökül bakalım. Yada tamamen kapa çeneni. Sen bilirsin. Bence sakıncası yok ikinci seçeneği seçmenin. Pek umursamayacağımdan emin olabilirsin. " | |
| | | Olivia Scarlett Isis 5. Sınıf Ravenclaw
Mesaj Sayısı : 101 Lakap : Oliv Kayıt tarihi : 03/09/09
Rp Puanı Rp Puanı: (92/100)
| Konu: Geri: Karanlık İkilem C.tesi Eyl. 05, 2009 4:24 am | |
| Yüzü alaycı bir şekilde Olivia'yı süzerken, bulanık gibi davranmamasını söyleyip duruyordu. Olivia asla kötü davranamazdı sevdiklerine, her ne kadar karşılık alamasada kuzenine karşı içinde büyük bir sevgi vardı elbet. Bir an için Alegra'nın dudaklarından dökülen umut verici ses, sertçe bitti. Bunun üzerine anlatacak bir şey olmamalıydı. Resmen lafın gelişi söylediğini belirtti kuzeni. Sesini toparladı, özüne dönmesi gerektiğini anlamıştı. Gözlerini bir saniyeliğine kapattı ve açtığında o sert kız geri döndü. Babasına olan öfkesini burada patlatabilirdi, umrunda bile değildi. Canlılar onun için vardı ve o canlılara hükmederdi. Bir gün herkesin başına geçecek ve besteleriyle kendine hayran bırakacaktı. Damarlarına işleyen müzik aşkıyla herkes ona itaat edecekti. İlk işide nefret ettiği babasına işkence yapmak olacaktı. Onunla ilgili çok pis planları vardı içinde. Ona ölüm acısı çektiren affedilmez laneti yaptıktan sonra, onun zihnini ele geçirecekti. Babası güçsüzdü, bunu ona yaparken hiç bir karşı koyma eyleminde bulunamazdı. Bu düşünceler ile gözlerinde yükselen alev tüm bedenini sardı. " Bana bulanık demeyi kes! Kanım hakkında olur olmadık şeyler söyleme hakkın yok." Sözleri söylerken elini hızlıca masaya vurdu ve bakışlarını öfkeli bir şekilde kuzeninin üzerine yöneltti. Şuanda gerçekten içindeki Olivia'yı serbest bırakıyordu. En azından ona hükmetmesine yarı izin veriyordu. Ve dayanamayarak sözlerine devam etti. " Sen şu yaratmadığın halde, küçük dağları ben yarattım havandan vazgeç! Gerçe vazgeçmene gerekte yok, sen yaratsan yaratsan küçük dağ yaratırsın. Hoş bu gidişle ilerde onuda yaratamayacaksın... Gözümde git gide kendini olmadığı bir şeye benzetmeye çalışan bir yumurcak halini alıyorsun." Kahkahası Üç Süpürge'de çınlıyordu. Bu andan sonra olacaklardan kendini sorumlu tutmuyordu. O sırada bir yudum daha aldığı ateş viskisi kadehin dibini boylamıştı. Baktığında kadehi boş görmeye uyuz oldu ve barmane işaret yaparak bir adet daha istedi. Barman şaşkın gözlerle ona bakarak bir kadeh daha ateş viskisi getirerek önüne bıraktı. Gözleri ise hala sinirli bir şekilde Alegra'nın üzerindeydi. Bu ortam git gide sıkıyordu, bir kaç olay çıkması aslında hiçte fena olmazdı...
En son Olivia Scarlett Isis tarafından Paz Eyl. 06, 2009 4:29 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | Alegra J. Whisper 5. Sınıf Hufflepuff
Mesaj Sayısı : 18 Kayıt tarihi : 29/08/09
Rp Puanı Rp Puanı: (100/100)
| Konu: Geri: Karanlık İkilem Paz Eyl. 06, 2009 9:53 am | |
| " Sen şu yaratmadığın halde, küçük dağları ben yarattım havandan vazgeç! Gerçi vazgeçmene gerekte yok, sen yaratsan yaratsan küçük dağ yaratırsın. Hoş bu gidişle ilerde onu da yaratamayacaksın... Gözümde git gide kendini olmadığı bir şeye benzetmeye çalışan bir yumurcak halini alıyorsun. " Alegra tiksintiyle baktı aptal cadıya. Neler saçmalıyordu böyle? Konuşmaları ve abartı tabirleri. Genç cadı bu masaya oturduğu için şimdi kalbini dolduran pişmanlığı bastırmak için derin bir nefes aldı. Kurduğu cümle, beş yaşında bir çocuğun bile cevap vermeye tenezzül etmeyeceği kadar bayağıydı. Şaşkınlıkla baktı ateş viskisini yudumlayan kıza. Yaşına göre geri cümleler kurup, yaşına ağır gelecek içecekler içiyordu. Bu kızın daha zeki olabileceğini düşünüyordu Alegra ama yanılgısının gün gibi ortada olduğunu şimdi fark ediyordu. Bir süre sessizce gözledi genç cadıyı. Aslında cevap vermek hiç içinden gelmese de, kendi zorlayarak dudaklarını araladı. “ Bu kadar aptal olabilmek için, ne kadar uğraştığın hakkında bir fikrim yok ama takdire şayan bir başarı. Tebrik edip hayran kalmaktan başka bir şey gelmiyor elimden tatlım. “ Alaycı gülümsemesi tüm çehresine yayılırken, tiksinen bakışlarını genç cadının yüzünü delip geçiyordu. Yavaşça belirginleşen öfke alev alev tüm bedenini sararken tekrar konuşmaya başlamıştı. “ Neden yalnız olduğunu merak etmedin mi hiç aptal? Neden sarhoş olmaya bu kadar hevesli olduğunu? Canının neden yandığını? Baksana etrafına? Kimsen yok! Etrafa salak salak sataşıp savuşturduğun gerçeği, avuçlarının arasına al ve iyice bak. Suçlayacak birilerini ararcasına etrafı gözlemeyi kes. Yanlış yerlere bakıyorsun tatlım! Aptal yüzünü aynaya çevir, öyle düşün. Acınası hayallerinin neden kırıldığını anmakta güçlük çekiyorum. Çevrendekilerin yerine hiç koymaz mısın sen kendini? Onların yerinde ol ve sor kendine; sen olsan sana katlanabilir miydin? Hı! Uğraşmaya deymeyecek bir zavallısın. “ Alegra tek kaşını kaldırıp kızın aptal yüzüne baktı bir süre. Ardından mekanda gezdirmeye başladı bakışlarını. Ne kadar boştu bu kalabalık! Ne kadar saçmaydı hala nefes almaları. Ne kadar saçmaydı mutlu olmaları. Hem de hak etmedikleri halde… | |
| | | Olivia Scarlett Isis 5. Sınıf Ravenclaw
Mesaj Sayısı : 101 Lakap : Oliv Kayıt tarihi : 03/09/09
Rp Puanı Rp Puanı: (92/100)
| Konu: Geri: Karanlık İkilem Ptsi Eyl. 07, 2009 9:05 am | |
| “ Bu kadar aptal olabilmek için, ne kadar uğraştığın hakkında bir fikrim yok ama takdire şayan bir başarı. Tebrik edip hayran kalmaktan başka bir şey gelmiyor elimden tatlım. “ Olivia bu sözlere oldukça kırılmıştı, sonuçta onun akrabağasıydı. Kuzeniydi... Yüzü asılmış ve ne yapacağını şaşırmış şekilde Alegra'nın yüzünde umutsuzca bakıyordu. O hiç bir zaman ciddiliği içinden gelerek yansıtmamıştı dışına, hep sahteydi öfkesi, nefreti, kini. Gözlerinin kapanmak üzere olduğunu hissediyordu, kendine hakim olamıyor ve bedeninin ağırlaşması sebebiyle başını tutamıyordu. Bu içtiklerinden ötürü değildi, yalnızca psikolojik olması gerekiyordu, çünkü daha önce defalarca aynı şeyleri içmiş fakat bir şey olmamıştı. Kendinden nefret etmeye başladı ve davranışlarından. Alegra'nın dostu olmak için ne yapmak gerekiyordu bu hayatta? Ya da dostu olabilmek diye bir kavram var mıydı? Dayısı bu kızla nasıl ilgileniyordu? Kafasında tüm sorunlar içini kemirirken, içinin geçtiğini hissediyordu. Çok beklemeden kuzeni ona tekrar dönerek acıyan bakışlar attı ve kendini gördüğü o yüksek mevkiden konuşmaya başladı. Yüksekteyken görülen küçük noktalar, yakınında olduğunuzda sizi kat ve kat geçebilir, yükseklik kalıcı değildir. Bunu umursamayan kuzeninin öfkeli bakışları onu üzmekten başka bir şey yapmıyordu. Tek kaşı havada bir şekilde söylediği sözler onu yaralamaya devam ediyordu. “ Neden yalnız olduğunu merak etmedin mi hiç aptal? Neden sarhoş olmaya bu kadar hevesli olduğunu? Canının neden yandığını? Baksana etrafına? Kimsen yok! Etrafa salak salak sataşıp savuşturduğun gerçeği, avuçlarının arasına al ve iyice bak. Suçlayacak birilerini ararcasına etrafı gözlemeyi kes. Yanlış yerlere bakıyorsun tatlım! Aptal yüzünü aynaya çevir, öyle düşün. Acınası hayallerinin neden kırıldığını anmakta güçlük çekiyorum. Çevrendekilerin yerine hiç koymaz mısın sen kendini? Onların yerinde ol ve sor kendine; sen olsan sana katlanabilir miydin? Hı! Uğraşmaya deymeyecek bir zavallısın. “ Sanki kendi etrafında çok kişi vardı? Ama bir an için bunları düşünmesi iyi olabilirdi Olivia'nın. Umutsuzca gözlerini kapattı ve bir kaç saniye öylesine kapalı durdular. Kabuslarının içerisinde boğuluyor gibi hissediyordu. Ettiği hakaretler birbir birleşip bedeninin titremesine yol açıyordu. Sesindeki ürkek tonla beraber, nefes alışındaki zorlanmalar gözlerinin an an kararmasını sağlıyordu. Yanında ona değer veren birinin olmasını o kadar isterdi ki... İçi geçmiş, ayakta zor duran bedenini kendinden bir parça olarak göremiyordu, yalnızca taşıması gereken ağır bir elbiseydi ona göre. Ruhunun tüm çıplaklığıyla özgür kalması ve huzura ulaşması onun imkansız hayaliydi. Oldukça çaba gösterdiği halde ulaşamadı ama asla yılmayarak bu yarışa, savaşa ya da adı her neyse bu şeye devam ettiği bir gerçekti. Gözlerini bir kez daha kapatmıştı, usulca kapanan göz kapakları onu yoruyordu açmak istedikçe. Sanki üzerinde taşıdığı tonlarca yük onları aşağıya indiriyordu. Alegra'nın sinirli olduğunu nefes alış seslerinden anlıyordu. Gözlerini zorlayarak bir kez daha araladı. Sanki hayatta son sözlerini söyleyecekmiş gibi bir hazla dudaklarını kıpraştırarak, yorgun ses tellerinin titremesine hakim olmadı. " Haklısın belkide Alegra, kimsem yok... Peki ya...senin...Senin dostun olma...olmak için , ne yapmak gerekiyor? " Kelimelerin çoğunu bir kaç kerede ancak birleştirebilmişti. Çok merak ettiği bu sorunun cevabını almalıydı, Alegra'nın da yanında ona destek olan hiç bir arkadaşını göremiyordu doğrusu. Yavaşça ve derin bir nefes aldıktan sonra göz kapaklarındaki yüke karşı koyamayarak kapanmış gözleri, yarı açık bilinci ile beraber yerdeki döşemelerin üzerini boylamıştı. Öylece uzanmış yatarken herkesin meraklı bakışlarını üzerinde hissedebiliyordu.
Kendini kapkaranlık bir odada görüyordu. Odada parlak bir ışık vardı ve o ışığa doğru yürümeye başlamıştı, ışık gitgide küçülüyor ve uzaklaşıyordu. Adım attıkça adeta uzaklaşıyordu ve olduğu yerde durmaya karar veren cadı sadece nefes seslerini duyuyordu. Birden bire yükselen o notalarla beraber kendini yeşilliklerin içerisinde bulan Olivia, yerde duran o simsiyah gitara doğru ilerledi. Kuşlar ötüşüyor, sağ tarafında bulunan gölden su sesleri geliyordu. İçine doldurduğu mutlu havayla beraber gitara sarıldı. Gitar olması gerekenden aşırı sıcaktı, yanıyordu adeta. Gitara sarıldığı anda teninde bir dövme oluşmaya başladı. Sağ bileğinin, kemiğinin sağ köşesinde küçük, siyah bir gitar resmi oluşuyordu. Bunu Üç Süpürge'de başına gelen herkeste görebilirdi. Hayalin içinde gerçeği yaşıyor, umutsuzca umuda koşuyordu. Onu duyan var mıydı ki? ...
| |
| | | Alegra J. Whisper 5. Sınıf Hufflepuff
Mesaj Sayısı : 18 Kayıt tarihi : 29/08/09
Rp Puanı Rp Puanı: (100/100)
| Konu: Geri: Karanlık İkilem Salı Eyl. 08, 2009 6:28 am | |
| " Haklısın belki de Alegra, kimsem yok... Peki ya...senin...Senin dostun olma...olmak için , ne yapmak gerekiyor? " Nefret saçan sözlerinin ardından kuzeni sadece bunu söyleyebilmişti, kekeleyerek ve yorgun bir ses ile. Biraz hayal kırıklığı biraz da gücenmişlik vardı Olivia'nın sözlerinde. Alegra bunu umursamamış ve pis bakışlarını kuzeninde sabitlemişti. " Aptal kanı bozuk! Anlamıyorsun hala öyle değil mi? Benim kimseye ihtiyacım yok. Zayıfsın tatlım. Ve dostum olmana gelince; selam vermeye tenezzül etmeyecek kadar zayıfsın! " Gözleri yavaşça kapanan kızın yüzüne sertçe çarpıyordu düşüncelerini. Hatta zevk alıyordu böyle yapmaktan. Aptal cadının üzgün olması ve buna sebep olmayı sevmeye başlamıştı artık. Olivia sendeleyen zayıf ve aciz vücudunu tutamıyor gibiydi. Alegra yavaşça adımlarını ona doğru attı. Genç cadı, Olivia’ya tiksinerek bakınıyordu. Gözlerini kıstı ve etrafındakilerin tepkisini bekliyordu. Onlarda sadece bakınmak ile yelteniyordu. Ama aptal cadı her şeyi mahvederek, yere düşmüştü. Rol yapıyor olabilir miydi? Ama hayır... Yardım etmek bir yana, aptal cadıyı çiğneyerek gidebilirdi. Düşüncelerine hazla gülümsedi genç cadı. Yapabilirdi bunu büyük bir zevkle ama Oliver bunu öğrenirse başının etini yerdi. Zihninde canlanan görüntüleri elinin tersiyle itip, yerde baygın yatan kızın yanına eğilip fısıldadı. " Midemi bulandırıyorsun! Tek yaptığın bu! Sıkıcı ve zayıf... " Ardından tiksinerek Olivia’ya bir kez daha baktı ve yavaşça doğrulup, onun üzerinden geçerek kapıya doğru adımladı. Kapıya vardığında duraksadı. İçinde belirsiz bir sevinç vardı. Arkasını döndü, genç cadı. Hala yerde baygın olan Olivia’ya baktı ve “ Aptal sarhoş! “ dedi. Mayhoş bir kahkaha ile tekrar kapıya yöneldi ama midesine bir yumruk yemiş gibi ekşitti suratını. Eğer böylece giderse babası muhtemelen yakasından bir ömür düşmeyecekti. Çok sevgili yeğenine ne kadar da düşkündü bu adam! İstemeyerek arkasını döndü genç cadı. Kendini asla affetmeyecek olsa da yardım etmeliydi şimdi. Yerdeki kıza yardım etmek için etrafına toplanan insanlara çarparak Olivia’nın yanı başında dikilip nefretle süzmeye başladı. Bir anda aklında güzel bir fikir belirmişti. Elbette yardım edecekti, ama nazik olup olmaması şu an kimseyi ilgilendirmezdi. Aptal cadının bir saattir elinden düşmeyen bardağa uzandı pis pis sırıtarak. Hala yarısından fazlası dolu olan bardağı kavradığı gibi, Olivia’nın baygın yüzüne boca etti. Barmenin tiksinerek kendisini süzüşüne aldırmadan gözlerini açmaya çalışan kuzenine baktı. İçine dolan tekmeleme arzusunu zoraki bastırıp, kızın ayılmasını umarak beklemeye başladı… | |
| | | Olivia Scarlett Isis 5. Sınıf Ravenclaw
Mesaj Sayısı : 101 Lakap : Oliv Kayıt tarihi : 03/09/09
Rp Puanı Rp Puanı: (92/100)
| Konu: Geri: Karanlık İkilem C.tesi Eyl. 12, 2009 10:09 am | |
| Yüzünde hissettiği sıvıyla beraber gerçeğe dönen Olivia, gözlerini zorla açmaya çalışıyordu. Aralayabildiği gözleri yalnızca Alegra'yı görüyordu. Ah, bu ona yardım ettiği anlamına geliyorken, Olivia ona borçlu kalacaktı ha? Hayatı boyunca bunu yüzüne yiyip durabilirdi. Bunun olmamasını umarken gözlerini zorlamaya devam ediyordu. Sonunda kan çanağına dönmüş olan gözleri sonuna kadar olmasa da herkesi görebileceği kadar açılmıştı. Rezil olmuş, borçlanmış ve sarhoştu. İçine çektiği havada bile içki kokuyordu adeta. Boğazında minik bir yangın başlamıştı ve bunu dindirmek için kuyular yetmezdi. Yerden kalkmak için doğruldu ve Alegra'ya bir kez daha tepeden tırnağa baktı. Viski banyosu yapmış gibi hissettiği yüzü ile yerden kalkarak dönen başına tüm iradesiyle hakim olmaya uğraşıyordu. Artık gitmeliydi ve bugece burada sonra ermeli... Borcunu başka bir zaman, aklı başında bir halde ve hatırlatmasına gerek kalmayacak bir şekilde ödemeliydi. Barın üzerine bıraktığı galleonlardan sonra ufak adımlarla kapıya kadar ilerledi. Tekrar arkasına döndü ve " Hoşçakal kuzen... Saol." diyebildi yalnızca. Kendinde olmadığı her halinden belli oluyordu. Karanlığa doğru yürümeye başlamıştı, sokaklar onu bekliyordu. İçine çeken dar, büsbütün delirtici mekanlar... Kim bilir neler olacaktı. İki kuzenin yaşadıkları bununla bitmeyecekti elbette. Rp'lerimiz devam edecektir... Bizi takip edin, pişman olmayın. ' Rp Bitmiştir..! ' | |
| | | | Karanlık İkilem | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|