Winona Lyle Wymfire ~ 1.sınıf olunuyorsa 11
-1.ağızdan yazılmıştır (uygun görülmezse 3.kişiden de yazabilirim)
"Dégoûtant acte! Düşüncesiz ve asi tavırların ailemizi zedeliyor!"
Benim tavırlarım mı? Ah elbette... Şu mükemmel ailemizin yıkıcı üyesi ben ve yapıcı üyesi annem. Bazen öyle bağırıyor ki yüzündeki yağlar eriyip dökülecek, ses telleri dışarı fırlayacak sanıyorum. O aptal sesi içime işleyip beni yiyip bitirme çabasında. İşte asil basitçe olan bu. Kabullenmek yerine karşı çıkmayı seçtim diye basitleşeceksem, dünyanın en bayağı insanı olmaktan gurur duyarım. Damarlarındaki kanın değerini fark edemeyen bu insanlardan asıl ben tiksiniyorum. Suratıma bakışlarından, beni suçlayışlarından, gerçekleri göremeyişlerinden... Her şeyleri benden uzak... Bazen kim olduğumdan o kadar çok şüphe duyuyorum ki. Tek bildiğim ne onların bildiği, ne de onların istediği kişiyim. Bambaşka bir Winona'yım ben, asla tahmin edemeyecekleri derinlikte bir Winona. O gördükleri sarı saçtan, mavi gözden, güzel bir yüzden fazlası bendeki. Üzerimdeki lacivert elbiseden, ayağımdaki siyah ayakkabıdan başka şeyler var üzerimde onların göremedikleri. Zekam, yeteneğim ve güzelliğimle övündükleri kadar yüzlerini kızartacak, onları eve hapsedecek sırlarım var benim. Ama onlar görmek istediklerine hapsolmuş durumdalar.
"Réponse Winona!"
"Sorumluluklarım var ve bunlar sizi ilgilendirmez!"
Evin en sessiz üyesi olan ablam yine o iç bunaltıcı derin nefesini bütün eve sesini duyuracak şekilde aldı. Karamsar surat ifadesine sahte bir gülücük ekledi ve siyah deri koltuktan kalkıp bana yöneldi. Ablam dediğim kişi bana nasıl bu kadar zıt olur diye merak etmekten alamıyorum kendimi o bana ağır adımlarla ilerlerken. Koyu saçları ve gözleri değil bahsettiğim zıtlık, benim Slytherin onun da Hufflepuff olması hiç değil. Binaların önemi yok, onlar sadece sarışın ve esmer olmak gibi bir dış kılıf. Önemli olan ruhlar, içimizde barınanlar. Sahteliğimiz ve gerçekliğimiz... Gördüklerimiz ve göremediklerimiz bütün sorunların başlangıcı. Şimdi gözlerime bakarken benim onda gördüğüm sakinlik ile onun bende gördüğü asilik aramızdaki derin fark.
"Cher frère, lütfen o sorumlulukları bize de anlat."
"Elbette... Ben Winona Lyle Wymfire..."
Elbisemin sol kolunda kumaşı yukarı kaldırdım ve Karanlık İşaret'imi gösterdim. Babamın yaşlı gözleri şokla açıldı, annem tiz bir çığlık atıp fenalık geçirdi ve babamın koluna tutunurken hizmetçiler etrafını sardı. Ablam ise bana inanmayan gözlerle baktı. Bir bakıma yıllardır onun yüzünde gerçek bir ifade gördüğüm için sevinçliydim. Hafifçe gülümsedim ve devam ettim.
"Karanlık Lord'umun hizmetkarı, Hogwarts'ta onun için çalışan bir örgütün kız başkanıyım. Okuldaki birçok olaydan biz sorumluyuz. Bunun dışında üç seherbazı öldüren kişilerden biri de bendim. Ayrıca canım ablamın kocasına işkence eden grubun başındakilerden biri de benim. Tabi 16 yaşında Lord'umun yanında yer almış olmam beni O'nun şu ana dek en genç yardımcısı olmamı da sağlıyor. Bütün bunlardan ve daha yapacağım birçok şeyden sorumluyum. İtiraflarım hoşunuza gitti mi? Yoksa ayrıntı da istiyor musunuz?"
Suratımdaki gülümseme git gide şeytanileşirken annem adımı sayıklayarak ayılıp bayılmaya devam etti. Ablam gözyaşları içerisinde koltuğa yığıldı. İkisine de hiçbir şekilde acımıyordum. Bunu hakediyorlardı. Her türlü belayı yaşayabilirlerdi, hatta bunu ben bile yaşatabilirdim, umrumda değillerdi. Ama babamı nedenini bilmediğim bir şekilde önemsiyordum. Ablamın sahteliklerini, annemin iticiliğini bir tek o fark ediyordu. Ve en önemlisi beni tanımaya çabalıyordu. Evimizin gri duvarlarının, çevremizdeki pahalı tabloların, gülümseyen hizmetçilerin, gereksiz aile fotoğraflarının ve daha nicelerinin değersizliğini tek bilen insan babamdı. Bu yüzden beni yargılamayacağını umut ediyordum. Asasını çıkartıp bana doğrultana kadar.
"Sihir Bakanlığı adına tutuklusunuz Bayan Wymfire."
Dégoûtant acte = çok iğrenç
Réponse = cevap
Cher frère = sevgili kardeşim